Translation of "Onunki" in English

0.007 sec.

Examples of using "Onunki" in a sentence and their english translations:

Bu onunki.

It's his.

O onunki.

- It's his.
- That's his.

Onunki değildi.

It wasn't hers.

Bu kitap onunki.

- This is her book.
- This book is hers.

Bu onunki değil.

- This is not his.
- This is not hers.

O araba onunki.

That car is hers.

Cevabını onunki ile karşılaştır.

Check your answer with his.

Onunki gibi güzellik nadirdir.

Beauty such as hers is rare.

O benimki, onunki değil.

It's mine, not hers.

Bu sadece onunki olabilir.

It can only be her.

"Bunlar kimin gözlükleri?" "Onunki."

"Whose glasses are those?" "Hers."

O bisiklet onunki değildir.

That bicycle isn't his.

Kırmızı çatılı ev onunki.

That's his house with the red roof.

Onunki gibi bir şekerlik istiyorum!

- I would like a sugar bowl like his!
- I would like a sugar bowl like hers!

Bu araba onunki gibi görünüyor.

It looks like this car is his.

Onun sürdüğü araba onunki değil.

The car he's driving is not his.

Onun gözleri onunki ile karşılaştı.

Her eyes met his.

Onun arabası maviydi ve onunki kırmızıydı.

- His car was blue; hers was red.
- His car was blue. Her car was red.
- His car was blue and hers was red.

Keşke onunki gibi bir sesim olsa.

I wish I had a voice like his!

Benim ayakkabılarım onunki ile aynı ölçüde.

My shoes are the same size as his.

Bizim evle karşılaştırıldığında, onunki bir saray.

Compared to our house, his is a palace.

Onunki gibi bir şeker kabı istiyorum!

I would like a sugar bowl like his!

Onlarınki onunki kadar iyi korunmuş değil.

Theirs is not as well-maintained as his.

Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.

Compared to our house, his is virtually a palace.

Bu çanta sizinki mi yoksa onunki midir?

Is this bag yours or his?

- O onun, değil mi?
- O onunki, değil mi?

It's his, isn't it?

- O benim, onun değil.
- O benimki, onunki değil.

- It's mine, not his.
- It's mine, not hers.
- It's mine, not its.

Tom çantayı açtı ve onun onunki olmadığını bildi.

Tom opened the bag and knew that it wasn't his.

Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı?

Is there any difference between your idea and hers?

Tom hangi ping-pong raketinin onunki olduğunu hatırlayamıyor.

Tom can't remember which ping-pong paddle is his.

Tom Mary'nin sahip olduğu kameranın onunki olduğundan emindi ama değildi.

Tom was positive that the camera Mary had was his, but it wasn't.

Bu, Betty'nin seveceği bir kazak gibi görünüyor. Bu tam da "onunki!"

This sweater seems like something Betty would love. It's just so "her"!

Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir.

His handwriting slants forwards, whereas hers slants backwards.

- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.

Our problems are nothing compared to hers.