Translation of "Nadirdir" in English

0.013 sec.

Examples of using "Nadirdir" in a sentence and their english translations:

Şikayetler nadirdir.

Complaints are rare.

Onun sinirlenmesi nadirdir.

It is rare for him to get angry.

Sağduyu oldukça nadirdir.

Common sense is quite rare.

Tsunamiler çok nadirdir.

Tsunamis are very rare.

Picasso gibi ressamlar nadirdir.

Painters such as Picasso are rare.

Milton gibi şairler nadirdir.

Poets like Milton are rare.

Onunki gibi güzellik nadirdir.

Beauty such as hers is rare.

Hava yüksek dağlarda nadirdir.

The air is rare on high mountains.

Ülkemizde ismim çok nadirdir.

My name is very rare in our country.

Picasso gibi ressamların nadirdir.

Such painters as Picasso are rare.

Ölümler son derece nadirdir.

Fatalities are extremely rare.

Rehinin paraya çevrilmesi nadirdir.

Foreclosures are rare.

Bu kelebekler ülkemizde nadirdir.

These butterflies are rare in our country.

Süt alerjisi oldukça nadirdir.

Milk allergies are quite rare.

Endişelenme. Tsunamiler çok nadirdir.

Don't worry. Tsunamis are very rare.

Bu element yeryüzünde nadirdir.

This element is rare on earth.

Onun olması çok nadirdir.

It's very rare for that to happen.

Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.

It's rare to find big yards in Japan.

Benim adım ülkemde çok nadirdir.

My name is very rare in my country.

İki dolarlık banknotlar Amerika'da nadirdir.

Two-dollar bills are rare in the United States.

Bu tür sorunlar nispeten nadirdir.

These kinds of problems are relatively rare.

Dakik olan çalışanları bulmak nadirdir.

It's rare to find employees who are punctual.

Toson ve Hakushu gibi şairler nadirdir.

Such poets as Toson and Hakushu are rare.

Biz bazen "sağduyu oldukça nadirdir" deriz.

We sometimes say: "Common sense is quite uncommon."

Bu bölgede büyük depremler çok nadirdir.

Major earthquakes in this region are very rare.

Raydan çıkmalar bu ülkede çok nadirdir.

Derailments are very rare in this country.

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

It's very, very rare to see two octopus close together.

Bu çiçekler ülkenin bu bölümü için nadirdir.

These flowers are rare for that part of the country.

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

It's very rare to see an animal that small.

- Bir Nepalli çevirmen bulmak nadirdir.
- Bir Nepalce çevirmeni ender bulunur.

It is rare to find a Nepali translator.

Eğer Dünyaya çarparlarsa küresel felakete sebep olabilecek asteroidler son derece nadirdir.

The asteroids capable of causing a global disaster if they hit the Earth are extremely rare.