Translation of "Olmayacağımı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Olmayacağımı" in a sentence and their english translations:

Mutlu olup olmayacağımı bilmiyorum.

I don't know whether to be happy or not.

Tom'a orada olmayacağımı söyle.

- Tell Tom I won't be there.
- Tell Tom that I won't be there.

Tom'a partisinde olmayacağımı söyledim.

I told Tom that I wouldn't be at his party.

Onlara orada olmayacağımı söyle.

Tell them I won't be there.

Ona orada olmayacağımı söyle.

Tell him I won't be there.

Orada olmayacağımı kim söyledi?

Who said I wouldn't be there?

Yardımcı olmayacağımı kim söyledi?

Who said I wouldn't help?

Zamanında orada olmayacağımı onlara söyleyeceğim.

- I'm going to tell them that I won't be there on time.
- I'm going to tell them I won't be there on time.

Tom'a bugün okulda olmayacağımı söyle.

Tell Tom I won't be at school today.

Tom'a orada olmayacağımı söylemeyi unuttum.

I forgot to tell Tom I wouldn't be there.

Tom muhtemelen burada olmayacağımı düşünüyordu.

Tom probably thought I wasn't going to be here.

Bir daha hiç mutlu olmayacağımı düşünüyordum.

- I thought I'd never be happy again.
- I thought that I'd never be happy again.

Pazar günü çalışmak zorunda olmayacağımı umuyordum.

I was hoping I wouldn't have to work on Sunday.

Tom muhtemelen bugün burada olmayacağımı düşünüyordu.

Tom probably thought I wouldn't be here today.

Sizlere yarın burada olmayacağımı söylemek istiyorum.

I want to tell you that I won't be here tomorrow.

Bana gelecek Pazar boş olup olmayacağımı sordu.

She asked me if I would be free next Sunday.

Tom bana yarın boş olup olmayacağımı sordu.

Tom asked me if I would be free tomorrow.

Ben Tom'a neden onun partisinde olmayacağımı söyledim.

I didn't tell Tom why I wasn't going to be at his party.

Tom bana bu akşam evde olup olmayacağımı sordu.

Tom asked me if I would be home this evening.

Tom, o yokken köpeğine bakmaya istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked if you'd be willing to take care of his dog while he was away.

Tom bana yardım etmek için istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked me if I would be willing to help.

Karımı arayayım ve ona akşam yemeği için evde olmayacağımı söyleyeyim.

Let me call my wife and tell her I won't be home for dinner.

Tom bana biraz para vermek için istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked me if I would be willing to contribute some money.

Tom bana bugün okuldan sonra ona yardım etmeye istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked me if I'd be willing to help him after school today.

Bazen asla tek başıma olmayacağımı düşünüyorum. Ebeveynlerimin her ikisi de yardımıma ihtiyacı var gibi görünüyor.

Sometimes I think I'll never be on my own. Both of my parents always seem to need my help.