Translation of "Istemiyorsan" in English

Gitmek istemiyorsan, iyi.

If you don't want to go, fine.

Bilmek istemiyorsan, sorma.

If you don't want to know, don't ask.

Beni istemiyorsan kalmayacağım.

I'm not going to stay if you don't want me to.

İstemiyorsan detaya girmeyeceğim.

I won't go into detail if you don't want me to.

İstemiyorsan benimle konuşmayabilirsin.

You don't have to talk to me if you don't want to.

Okumak istemiyorsan, okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.
- If you don't want to read, don't.

Gitmek istemiyorsan, gitme.

Don't go if you don't want to.

- Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.
- Eğer istemiyorsan gitmemelisin.

You shouldn't go if you don't want to.

İstemiyorsan gitmene gerek yok.

- You don't need to go unless you want to.
- You don't need to go if you don't want to.

Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.

Eğer istemiyorsan Tom gitmez.

Tom won't leave if you don't want him to.

Gitmesini istemiyorsan Tom gitmez.

Tom won't go away if you don't want him to.

Burada kalmamı istemiyorsan ayrılırım.

If you don't want me to stay here, I'll leave.

Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.

If you don't want to come back, I'll understand.

İstemiyorsan kalmak zorunda değilsin.

You don't have to stay if you don't want to.

İstemiyorsan evlenmek zorunda değilsin.

You don't have to get married if you don't want to.

İstemiyorsan oyalanmak zorunda değilsin.

You don't have to hang around if you don't want to.

İstemiyorsan gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go if you don't want to.

Onları istemiyorsan onları satabilirsin.

You can sell them if you don't want them.

İstemiyorsan kendini yemeye zorlama.

Don't force yourself to eat if you don't want to.

İstemiyorsan konuşmak zorunda değilsin.

If you don't want to give a speech, you don't have to.

Hastalanmak istemiyorsan, kazağını giymelisin.

If you don't want to get sick, you should put on your sweater.

Dinlemek istemiyorsan kulaklarını kapat.

If you don't want to listen, cover your ears.

- Eğer konuşmak istemiyorsan, zorla değil.
- Eğer konuşmak istemiyorsan, konuşmak zorunda değilsin.

If you don't want to talk, you don't have to.

- İstemiyorsan büyükanneni öpmek zorunda değilsin.
- Eğer istemiyorsan anneanneni öpmeye mecbur değilsin.

If you don't want to kiss your grandmother, you don't have to.

İstemiyorsan partiye gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to the party unless you want to.

Gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.

If you don't want to go, you don't have to.

Eğer onu yapmak istemiyorsan, yapma!

If you don't want to do it, don't!

Bunu yapmak istemiyorsan, sorun değil.

If you don't want to do it, it's OK.

Eğer gitmek istemiyorsan sadece söyle.

If you don't want to go, just say so.

Kalmak istemiyorsan kalmak zorunda değilsin.

If you don't want to stay, you don't have to.

Benimle konuşmak istemiyorsan önemli değil.

If you don't want to talk to me, that's fine.

İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.

You don't have to answer if you don't want to.

Bunu yapmak istemiyorsan, mecbur değilsin.

If you don't want to do it, you don't have to.

İstemiyorsan onu yapmak zorunda değilsin.

- You don't have to do that if you don't want to.
- If you don't want to do that, you don't have to.

İstemiyorsan Tom'la konuşmak zorunda değilsin.

You don't have to speak to Tom if you don't want to.

İstemiyorsan içeri girmek zorunda değilsin.

You don't have to go in if you don't want to.

İstemiyorsan yardım etmek zorunda değilsin.

You don't have to help if you don't want to.

İstemiyorsan dansa gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to the dance if you don't want to.

Okumak istemiyorsan, o zaman okuma.

If you don't want to read, then don't read.

İstemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.

You don't have to do this if you don't want to.

İstemiyorsan bunu yemek zorunda değilsin.

You don't have to eat this if you don't want to.

Eğer istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.

- If you don't want to come, you don't have to.
- You don't have to come if you don't want to.

Gelmek istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.

- If you don't want to come, you don't have to.
- You don't have to come if you don't want to.

İstemiyorsan oraya gitmek zorunda değilsin.

- You needn't go there if you don't want to go.
- You don't need to go there if you don't want to.
- You don't have to go there if you don't want to.

İstemiyorsan oraya gitmene gerek yok.

- You needn't go there if you don't want to go.
- You don't need to go there if you don't want to.

Bana söylemek istemiyorsan, bu iyi.

If you don't want to tell me, that's fine.

Bana söylemek istemiyorsan, sorun değil.

If you don't want to tell me, that's OK.

İstemiyorsan Tom'a söylemek zorunda değilsin.

You don't have to tell Tom if you don't want to.

Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.

If you don't want to go, you don't need to.

İstemiyorsan, partiye gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to the party if you don't want to.

Eğer istemiyorsan yemek zorunda değilsin.

You don't have to eat it if you don't want to.

Onu yapmak istemiyorsan, zorunda değilsin.

- You don't have to do that if you don't want to.
- If you don't want to do that, you don't have to.

İstemiyorsan onu yapmana gerek yok.

You don't need to do that if you don't want to.

Eğer istemiyorsan gitmek zorunda değilsin.

You don't have to leave if you don't want to.

İstemiyorsan Tom'la gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go with Tom if you don't want to.

İstemiyorsan onu bana söylemek zorunda değilsin.

- You don't have to tell it to me if you don't want to.
- You don't have to tell me if you don't want to.

Bunu yapmak istemiyorsan, sadece öyle söyle.

If you don't want to do this, just say so.

Onu yapmak istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.

If you don't want to do it, you don't have to.

Bunu yapmak istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.

If you don't want to do this, you don't have to.

Tom'un ayak altında dolaşmamızı istemiyorsan, dolaşmayız.

If you don't want us to get in Tom's way, we won't.

Gerçekten gelmek istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.

If you really don't want to come, you don't have to.

Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim.

If you don't want this, I'll give it to someone else.

İstemiyorsan onun hakkında konuşmak zorunda değilsin.

You don't have to talk about it if you don't want to.

Toplantıya katılmak istemiyorsan, katılmak zorunda değilsin.

If you don't want to attend the meeting, you don't have to.

İstemiyorsan bugün okula gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to school today if you don't want to.

Onun hakkında konuşmak istemiyorsan sorun yok.

If you don't want to talk about it, that's okay.

Gitmek istemiyorsan sadece Tom'a ilgilenmediğini söyle.

If you don't want to go, just tell Tom that you're not interested.

Yalnız olmak istemiyorsan sana eşlik edebilirim.

If you don't want to be alone, I can keep you company.

Erken ölmek istemiyorsan sigara içmeyi bırak.

Quit smoking if you don't want to die early.

Şarkı söylemek istemiyorsan söylemek zorunda değilsin.

If you don't want to sing, you don't have to.

Burada olmak istemiyorsan, kalmak zorunda değilsin.

If you don't want to be here, you don't have to stay.

Benimle konuşmak istemiyorsan, konuşmak zorunda değilsin.

If you don't want to talk to me, you don't have to.

- Evlenmek istemiyorsanız evlenmemelisiniz.
- Evlenmek istemiyorsan evlenmemelisin.

If you don't want to get married, you shouldn't get married.

Eğer istemiyorsan konuşmak için zorunlu hissetme.

Don't feel obligated to talk if you don't want to.

Eğer istemiyorsan şarkı söylemek zorunda değilsin.

You don't have to sing if you don't want to.

İstemiyorsan bize yardımcı olmak zorunda değilsin.

You don't have to help us if you don't want to.

Eğer istemiyorsan onun nasihatini dinlemeye gerek yok.

There is no need to take his advice if you don't want to.

Patates yemek istemiyorsan, o zaman aç otur.

If you don't want to eat potatoes, then sit hungry.

Treni kaçırmak istemiyorsan acele etsen iyi olur.

If you don't want to miss the train, you'd better hurry.

- İstemiyorsan ben yerim.
- İstemiyorsunuz, bunu ben yiyeceğim.

If you don't want it, I'll eat it.

Tom'u burada istemiyorsan, ona terk etmesini söyle.

If you don't want Tom here, ask him to leave.

Gerçekten yapmak istemiyorsan onu yapmak zorunda değilsin.

You don't have to do that if you don't really want to.

Kendin yapmak istemiyorsan onu Tom'un yapmasını isteyebilirsin.

If you don't want to do it yourself, you can ask Tom to do it.

Eğer gitmek istemiyorsan oraya gitmene gerek yok.

- You needn't go there if you don't want to go.
- You don't need to go there if you don't want to.
- You don't have to go there if you don't want to.

Bir şey söylemek istemiyorsan söylemek zorunda değilsin.

If you don't want to say anything, you don't have to.