Translation of "Odama" in English

Odama geldin.

You came into my room.

Odama gel.

Come into my room.

Odama gelme.

Don't come into my room.

Odama girme.

- Don't go in my room.
- Don't go into my room.

Odama bakmayın.

Don't look into my room.

Odama gidiyorum.

I'm going to my room.

Odama gideceğim.

I'm going to go to my room.

Lütfen odama girin.

- Come into the room.
- Please come into the room.

Kediyi odama götür.

Take the cat to my room.

İşini odama getir.

Bring your work to my room.

Odama gitmeyi isterim.

I'd like to go to my room.

Odama doğru yürüdük.

We walked to my room.

Annem odama girdi.

My mom walked into my room.

Oğlum odama geldi.

My son came to my room.

Valizimi odama taşıttım.

I had my suitcase carried up to my room.

Çantalarımı odama getirin.

Bring my bags up to my room.

Kendimi odama kilitledim.

I locked myself in my room.

Odama biri girmiş.

Someone has been in my room.

Tom odama geldi.

Tom came into my room.

Odama nasıl girdin?

- How did you get into my room?
- How did you get in my room?

Onu odama koyacağım.

I'm going to put it in my room.

Benim odama gidelim.

Let's go to my room.

Odama gitmek istemedim.

I didn't want to go to my room.

Kapıyı çalmadan odama gelmeyin.

Don't come into my room without knocking.

İzinsiz olarak odama girdi.

He entered my room without permission.

O benim odama geldi.

He came up to my room.

O benim odama girdi.

He entered my room.

Lütfen odama birini gönder.

Please send someone to my room.

Çalışabileceğim yere, odama gidiyorum.

I am going to my room, where I can study.

Kapıyı çalmadan odama girme.

Don't come in my room without knocking.

Ben odama dönmek istiyorum.

I want to go back to my room.

Neden odama gitmek zorundayım?

Why do I have to go to my room?

Odama gitmek ister misin?

Do you want to go to my room?

Sessizce yatak odama gittim.

I went up to my bedroom on tiptoe.

Hamala valizlerimi odama taşıttım.

I had the porter take my suitcases to my room.

Şimdi ben odama gidiyorum.

Now, I'm going to my room.

Artık odama gidebilir miyim?

Can I go to my room now?

Yatak odama geri dönüyorum.

I'm back in my bedroom.

Lütfen hizmetçiye onu odama taşıt.

Please have the maid carry it to my room.

Onu benim odama yazar mısınız?

Could you charge it to my room?

O çok geçmeden odama geldi.

Before long, she came into my room.

Kedinin odama girmesine izin verdim.

I let the cat into my room.

Odama gel ve bana anlat.

Come and tell me in my room.

Odama gidiyorum, çünkü orada çalışabilirim.

I'm going to my room, because I can study there.

Akşam yemeğimin odama getirilmesini istiyorum.

I want my dinner brought to my room.

Eve girer girmez odama gittim.

I went off into my room as soon as I entered the house.

Tom kapıyı çalmadan odama girdi.

Tom came into my room without knocking.

Odama gidiyorum, böylece ders çalışabilirim.

- I am going to my room, where I can study.
- I'm going to my room, so I can study.

Anahtarı istedim ve odama çıktım.

I asked for the key and went upstairs to my room.

Gözlüğüm için odama gitmesini istedim.

I asked him to go to my room for my glasses.

Kapıcıya bagajımı odama kadar taşıttım.

- We had the porter carry our luggage to our room.
- I had the porter carry my luggage to my room.

Odama bir sürahi koyun lütfen.

Please put a pitcher of water in my room.

Yatak odama gittim ve ağladım.

I went to my bedroom and cried.

Tam o sırada o odama geldi.

Just then she came into my room.

Üç ve dört arasında odama gel.

Come to my room between three and four.

Ben dışarıdayken odama çekidüzen verin lütfen.

Please put my room in order while I am out.

Odama gelip bana yardım edebilir misin

Can you come up to my room and help me?

Bu bagajın derhal odama taşınmasını istiyorum.

I want this luggage carried to my room at once.

Öğleden sonra güneşi doğrudan odama gelir.

The afternoon sun comes directly into my room.

Yatak odama girmeden önce izin gerekiyor.

Permission is needed before you go into my bedroom.

- Bu masanın odama taşınması için yardıma ihtiyacım var.
- Bu masayı odama taşırken yardıma ihtiyacım var.

I need help moving this table into my room.

Lütfen bana yardım etmek için odama gel.

Please come to my room to help me.

Odama çıkmak zorunda kaldım ama anahtarımı unutmuştum.

I have to go up to our room and I forgot my key.

Bana yardım etmek için odama gel lütfen.

- Please come to my room to help me.
- Please come into my room to help me.

Odama bir hırsız girse, ona bir şey fırlatırım.

If a burglar came into my room, I would throw something at him.

Her ne zaman penceremi açık bıraksam, böcekler odama uçuyorlar.

Whenever I leave my window open, bugs fly into my room.

Odama akşam yemeği sipariş ettim ama sadece şampanya ve meyve getirttim.

I ordered dinner to my room, but I was brought only champagne and fruit.