Translation of "Bakmayın" in English

0.021 sec.

Examples of using "Bakmayın" in a sentence and their english translations:

Kusura bakmayın.

I'm sorry.

Diğerlerine bakmayın.

Don't stare at others.

Odama bakmayın.

Don't look into my room.

Bize bakmayın.

Don't look at us.

İnsanlara bakmayın.

Don't stare at people.

Sizlersiniz! Kusura bakmayın

You are the ones! I'm sorry

- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.

- Excuse me.
- Excuse me!

Ona doğrudan bakmayın.

Don't look directly at her.

- Kutuya bakma.
- Kutuya bakmayın.

Don't look into the box.

Kusura bakmayın, ben kayboldum.

Excuse me, I'm lost.

Kusura bakmayın, adınızı unuttum.

I'm sorry, I forgot your name.

- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.

Don't look back.

- Dolabıma bakma.
- Dolabıma bakmayın.

Don't look in my closet.

Kusura bakmayın, korkutmak istememiştim.

Sorry, I didn't want to scare you.

Pencereden dışarı bakmayın. İşinize yoğunlaşın.

Don't look out the window. Concentrate on your work.

Kusura bakmayın, sizi rahatsız ediyorum.

I hate to be a nuisance.

Sadece eleştiri diye de bakmayın olaya

Don't just look at the criticism

Kusura bakmayın ama bozuk param yok.

Forgive me, but I have no change.

Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok.

Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.

Kusura bakmayın, tanımadığım insanların içeri girmesine izin vermem.

I'm sorry, I don't let in people I don't know.

Kardeşim Tom'un kusuruna bakmayın, biraz ağzı bozuktur da.

Excuse my brother Tom, he's a bit of a potty-mouth.

Arkadaşlar, milyon kişiye düşen -Türkiye'ye bakmayın, öbür tarafa bakın-

Guys, per million people - don't look at Turkey, look at the other side -

Bu kişi - bir hippi değil, burada öyle göründüğüne bakmayın -

This - he's not a hipster, he just looks like one there -

Boş boş uzaklara bakmayın; sadece ne yaptığınıza dikkat edin.

Don't look away idly; just pay attention to what you're doing.

Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.

With all due respect, I think they both had valid points.

Kusura bakmayın ama ona bu haberi yüz yüze söylemek istiyorum.

Sorry, but I want to tell him this news face to face.