Translation of "Muhabir" in English

Tom bir muhabir.

Tom is a reporter.

O iyi bir muhabir.

He is a good correspondent.

Muhabir olmak zor iş.

Being a reporter is hard work.

Sen bir muhabir misin?

Are you a reporter?

Ben bir muhabir değilim.

I'm not a reporter.

Etrafı muhabir topluluğuyla çevrildi.

He was encircled by a crowd of reporters.

Muhabir arabaya doğru koşuyor.

The reporter is running to the car.

Muhabir söylenilen her şeyi kaydetti.

The reporter took down everything that was said.

Muhabir kaynaklarının adını vermeyi reddetti.

The reporter refused to name his sources.

Muhabir Moskova'dan bir rapor gönderdi.

The correspondent filed a report from Moscow.

O muhabir haberin kokusunu alıyor.

That reporter has a nose for news.

Muhabir pahalı bir oda kiraladı.

The reporter rented an expensive room.

Tom başarılı bir muhabir oldu.

Tom became a successful reporter.

Muhabir: Peki, bana çirkin çocuğu göster.

Interviewer: Well, show me the ugly child.

Muhabir: Bana güzel olan çocuğu göster.

Interviewer: Show me the good-looking child.

Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin?

Reporter: Can you give me an example?

Muhabir savaş hakkında ilk elden öğrendi.

The reporter learned about war first hand.

Tom bir muhabir olarak başlamasını aldı.

Tom got his start as a reporter.

Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.

He was sent abroad as a correspondent.

Muhabir: Tamam. Bana aptal olan çocuğu göster.

Interviewer: OK. Show me the dumb child.

Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.

You are doing well for a cub reporter.

Muhabir: Ona bir yavru kedi mi almıştınız?

Reporter: Did you buy her a kitten?

Bir muhabir Tom'a adliyeden ayrılırken bazı sorular sordu.

A reporter asked Tom some questions as he left the courthouse.

Muhabir, gazete baskıya girmeden hemen önce hikayesini teslim etti.

The reporter filed his story just before the paper went to press.

Bir muhabir, onun azgın bir bulldog köpeğine benzediğini söyledi.

One reporter said he looked like a fierce bulldog.

Onun hikayesi polis memurunun yalan söylediğini bulan bir muhabir tarafından doğrulandı.

Her story was vindicated by a reporter, who found that the police officer had been lying.

Bir muhabir Dr Patterson'la konuşan bir goril olan Koko hakkında görüşme yapıyor.

A reporter is interviewing Dr. Patterson about Koko, a talking gorilla.