Translation of "Misafirler" in English

Misafirler mutfakta.

The guests are in the kitchen.

Onlar misafirler.

They're guests.

Bütün misafirler gitti.

All guests have gone.

Misafirler oturma odasında.

The guests are in the living room.

Misafirler rahatsız görünüyordu.

The guests looked uncomfortable.

Misafirler erken ayrıldı.

The guests left early.

Davetsiz misafirler, kollayın kendinizi.

Intruders beware.

Misafirler onu pijamalarıyla yakaladı.

The guests caught him in his pajamas.

Misafirler yakında geliyor olmalı.

The guests should be arriving soon.

Tüm misafirler eve gitti.

All the guests have gone home.

Yarın önemli misafirler gelecek.

Important guests arrive tomorrow.

Başka misafirler bekliyor muyuz?

Are we expecting any other guests?

Misafirler vardığında piyano çalıyordu.

She was playing the piano when the guests arrived.

Misafirler azar azar geldiler.

The guests arrived in dribs and drabs.

Hoş geldiniz, sevgili misafirler!

Welcome, dear guests!

Oda misafirler için sıcak tutuldu.

The room was kept warm for the guests.

Hoş geldiniz mahkumlar... Yani, misafirler.

Welcome, prisoners... I mean, guests.

Bugün misafirler için vaktim yok.

I don't have time for guests today.

Boş oda, misafirler için hazırdır.

The spare room is ready for guests.

Yarın misafirler için ne pişireceğim?

What shall I cook for the guests tomorrow?

Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.

She was playing the piano when the guests arrived.

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.

There were some guests waiting in the drawing room.

Belediye başkanı ve eşi misafirler arasındaydı.

Among the guests were the mayor and his wife.

Burada misafirler dahil on beş kişi var.

There are fifteen people here, counting the guests.

Misafirler 2.30'dan biraz sonra gelmeye başladı.

Guests began arriving a little after 2:30.

Misafirler tatlı için çilekli peynirli kek yedi.

Guests had strawberry cheesecake for dessert.

Kısacası, misafirler ve gezginler arasında bir fark vardır.

In short, there is a difference between guests and travellers.

Erken yağmur ve erken misafirler nadiren bir gece kalır.

Early rain and early guests seldom stay the night.

Uluslararası oteldeki misafirler sık sık kafa sallar ve gülümser.

The guests in the international hotel often nod and smile.

Saat 11'den sonra misafirler ikişer ve üçer ayrılmaya başladı.

After 11 o'clock the guests began to leave by twos and threes.

Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim.

The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.