Translation of "Meryem" in English

0.014 sec.

Examples of using "Meryem" in a sentence and their english translations:

Meryem! Meryem! Meryem!

Mary! Mary! Mary!

Meryem güzeldir.

- Mary is gorgeous.
- Mary is stunning.

- Meryem ilgi odağı oldu.
- Meryem herkesin dilindeydi.

Mary was the talk of the town.

Meryem eteğini düzeltti.

Mary smoothed down her skirt.

Meryem oldukça çekici.

Mary is quite attractive.

Bakire Meryem, İsa'nın anasıdır.

The Virgin Mary is Jesus' mother.

Meryem, çantasını alıp gitti.

Mary grabbed her purse and left.

Meryem fitness dersine gitti.

Mary went to her fitness class.

Meryem asıldı, değil mi?

Mary was hanged, wasn't she?

- Meryem snooze tuşuna vurdu.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.

Mary hit the snooze button.

Fakat o Meryem İsa'nın annesi olan Meryem değil karıştırmayalım dikkat edelim

But be careful not to confuse that she is Mary, mother of Jesus.

Meryem henüz akşam yemeğini pişirmedi.

Mary hasn't cooked the dinner yet.

Tom ve Meryem tenis oynuyorlar.

Tom and Mary are playing tennis.

Tom dışarıda, ama Meryem burada.

Tom is out, but Mary is here.

Meryem çiçekli bir elbise giydi.

Mary wore a flowered dress.

Meryem Tom yüzünden bunalıma girdi.

Mari got depressed due to Tom.

Meryem apar topar merdivenlerden indi.

Mary came racing down the stairs.

Meryem yodel tarzı şarkı söyler.

Mary yodels.

Tom, Meryem ve John'un tartıştığını duydu.

Tom heard Mary and John arguing.

Tom ve Meryem birbirlerini görmezlikten geliyor.

Tom and Mary seem to be ignoring each other.

Meryem ön dişlerinin ayrık olmasından utanıyor.

Mary's self-conscious about the gap between her front teeth.

Meryem hamileyken tuhaf aşermeleri olmuştu biraz.

Mary had some weird food cravings when she was pregnant.

- Mary silahları bilir.
- Meryem silahtan anlar.

Mary knows guns.

Meryem Tom'a kızmıştı ve çağrılarına dönüş yapmadı.

Mary was annoyed with Tom, and wouldn't return his calls.

Tom, Meryem kendisini terk edince bunalıma girdi.

Tom became depressed after Mary left him.

Meryem her zaman örnek bir öğrenci oldu.

Mary has always been a model student.

Meryem akşam yemeğinden sonra yatak odasına çekildi.

Mary retreated to her bedroom after dinner.

Meryem Tom'un kendisine ağız spreyi almasından gücendi.

Mary was offended when Tom bought her some breath freshener.

Hz. Meryem, İslam'da iffetin ve masumiyetin simgesidir.

St. Mary is the symbol of chastity and innocence in Islam.

- Tom, Meryem ile buluşunca yeniden doğmuş gibi oldu.
- Tom, Meryem ile tanışınca yeniden doğmuş gibi oldu.

Tom turned over a new leaf when he met Mary.

- Meryem ile Selime arasında kommensalist bir ilişki var.
- Meryem ile Selime'nin yancılık üzerine kurulu bir ilişkisi var.

Mary and Sally have a relationship of commensalism with each other.

Aslında bunun Magdalalı Meryem olduğu da iddia edilir

In fact, it is claimed that this is Mary Magdalene

Meryem, Tom'la yaşadığı gelgitli ilişkisini umutsuzca kurtarmaya çalıştı.

Mary desperately tried to save her on-off relationship with Tom.

Meryem, Tom'un kapıyı çarpmasından onun mutsuz olduğunu anladı.

Mary could tell by the way Tom slammed the door that he wasn't happy.

Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.

- Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- Tom suspects Mary and I are plotting something.

Meryem, Tom'un cep telefonunu kazara çamaşır makinesine atmış.

Mary accidentally put Tom's mobile phone through the wash.

Tom ile Meryem, anne-babalarının rızası olmadan evlendiler.

Tom and Mary got married without their parents' consent.

Meryem ve Tom sekizinci sınıftan beri birbirlerine aşık.

Mary and Tom have been in love since the eighth grade.

Yeni duydum, Tom ve Meryem Noel için Boston'a dönüyormuş.

I just heard that Tom and Mary are coming back to Boston for Christmas.

Tom ve Meryem yüzen evde rahatlatıcı bir hafta geçirdiler.

Tom and Mary spent a relaxing week on a houseboat.

Tom ve Meryem yüzen evde bir hafta geçirip dinlendiler.

Tom and Mary spent a week relaxing on a houseboat.

Meryem, Tom'un portakalı kabuğuyla, bütün olarak yemesine çok şaşırdı.

Mary was amazed when Tom ate an orange, peel and all.

Tom ve Meryem dün geceki partide birbirlerine takılıp duruyorlardı.

Tom and Mary were paying each other out at the party last night.

Tom bir şeyler söylemek istedi, ama Meryem sözünü kesti.

Tom tried to say something, but Mary interrupted him.

Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.

Mary used her smartphone as a mirror to touch-up her makeup.

Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir.

Tom and Mary save over half of their income each year.

Tom ve Meryem Fransa'daki hac yolu yürüyüşünün keyfini çıkarıyor.

Tom and Mary are enjoying a walk along the pilgrims' trail in France.

Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı.

Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey.

Meryem, yemek yaparken Tom'un etrafında dönüp durmasına tahammül edemiyor.

Mary can't stand it when Tom hovers around her while she's cooking.

Evliliklerinin daha ilk aylarında, Meryem Tom'un karanlık yüzünü görmeye başladı.

Only months into their marriage, Mary began to see a darker side to Tom.

Meryem, tüm bunlar gerçek miydi yoksa rüya mı görüyordu emin değildi.

Mary wasn't sure if she was dreaming or if all this was a reality.

Tom ve Meryem çocuklarına, bir konuşmayı bölmek isterlerse "affedersiniz" demeyi öğretti.

Tom and Mary have taught their children to say "excuse me" if they want to interrupt a conversation.

Dalgalar etraflarını döverken Tom ve Meryem can havliyle filikalarının küpeştesine yapıştılar.

As the waves crested about them, Tom and Mary clung desperately to the gunwales of their lifeboat.

Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.

In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ.

Meryem oldukça sıradan biri, ama Tom onu bulunmaz Hint kumaşı gibi görüyor.

Mary is fairly plain, but Tom thinks she's the bee's knees.

- Meryem klasik bir orta sınıf Amerikan annesi.
- Mary saçını süpürge eden bir anne.

Mary is a soccer mom.

- Tom Mary hakkında bir şey bilebilir.
- Tom Meryem hakkında bir şeyler biliyor olabilir.

Tom might know something about Mary.

Meryem ayak bileğinden ameliyat olduktan sonra Tom onun eli ayağı olmak durumunda kaldı.

Tom had to wait on Mary hand and foot after her ankle reconstruction.

Tom, başka bir kadın için Meryem ve çocukları terk edince şiddetli eleştirilere maruz kaldı.

Tom copped a lot of flak after he left Mary and the kids for another woman.

- Bütün gece Tom ve Mary arasındaki dövüş tarafından mahvedildi.
- Tom ve Meryem arasındaki kavga tüm geceyi mahvetti.

The whole night was ruined by the fight between Tom and Mary.

- Mary Tom'un patronuna katlanamıyor, çünkü o erkek bir şovenist domuz.
- Meryem Tom'un patronuna katlanamıyor, çünkü o erkek şovenisti bir domuz.

Mary can't stand Tom's boss, because he's a male chauvinist pig.

- Mary diğer kızlar gibi değil.
- Mary öteki kızlar gibi değildir.
- Meryem öbür kızlar gibi değil.
- Mary diğer kızlara benzemiyor.
- Mary başka kızlar gibi değildir.

- Mary is not like the other girls.
- Mary isn't like the other girls.

- Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir ressam buldukları için çok mutlu.
- Tom ve Meryem dürüst ve becerikli bir boyacı buldukları için çok memnun.

Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.

- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini koydular.
- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini verdiler.
- Tom ve Meryem oğullarına doğumu gerçekleştiren doktorun adını verdiler.

Tom and Mary named their son after the doctor who delivered him.