Translation of "Düzeltti" in English

Çocuk şapkasını düzeltti.

The boy adjusted his cap.

Kibarca beni düzeltti.

He politely corrected me.

Tom gözlüğünü düzeltti.

Tom straightened his glasses.

Tom hatayı düzeltti.

Tom corrected the error.

Tom kendini düzeltti.

Tom corrected himself.

Tom çiti düzeltti.

Tom trimmed the hedge.

O, saçını düzeltti.

She smoothed her hair.

Meryem eteğini düzeltti.

Mary smoothed down her skirt.

Programcı arızayı düzeltti.

The programmer fixed the bug.

Tom kravatını düzeltti.

Tom adjusted his tie.

Tom yatağını düzeltti.

Tom made his bed.

Mary saçını düzeltti.

Mary smoothed her hair.

O onu düzeltti.

He corrected it.

Tom onu düzeltti.

Tom corrected it.

Mary onu düzeltti.

Mary corrected it.

Onlar onu düzeltti.

They corrected it.

Mary odasını düzeltti.

Mary straightened her room.

Tom denememi düzeltti.

Tom corrected my essay.

Tom saçını düzeltti.

Tom fixed his hair.

Mary gözlüğünü düzeltti.

Mary straightened her glasses.

O benim yazımı düzeltti.

- He ran through my manuscript.
- He quickly scanned my manuscript.
- He proofread my manuscript.

O kibarca beni düzeltti.

She politely corrected me.

Tom kravatındaki düğümü düzeltti.

Tom straightened the knot on his tie.

Tom vizör şapkasını düzeltti.

Tom adjusted his visor.

Onlar şimdi onu düzeltti.

They have corrected it now.

Programcılar çabucak hatayı düzeltti.

The developers quickly fixed the bug.

Tom yatak odasını düzeltti.

Tom straightened up his bedroom.

Tom her şeyi düzeltti.

Tom has fixed everything.

Tom eliyle saçını düzeltti.

Tom ran his hand back through his hair.

Tom el yazmamın hatalarını düzeltti.

Tom proofread my manuscript.

Tom düğün için sakalını düzeltti.

Tom trimmed his beard for the wedding.

Rehabilitasyona gitti ve kendini düzeltti.

She went to rehab and straightened herself out.

Satranç oyuncusu rakibinin yerini düzeltti.

The chess player put his opponent in check.

Tüm hatalarını düzeltti. Ödev şimdi mükemmel.

He corrected all the errors. Now the report is perfect.

Tom bütün hataları düzeltti. Rapor şimdi mükemmel.

Tom corrected all the errors. Now the report is perfect.

Tom hatayı fark etti ve onu düzeltti.

Tom noticed the mistake and corrected it.

Kız kardeşim öfkeli bir bakışla beni düzeltti.

My sister fixed me with an angry stare.

Yanni, ön cam çatlağını çok çabuk düzeltti.

Yanni fixed the windshield crack very quickly.

Beklenmeyen bir para erkek kardeşimin ve karısının maddi durumunu düzeltti.

The unexpected windfall has put my brother and his wife on easy street.