Translation of "Leke" in English

0.003 sec.

Examples of using "Leke" in a sentence and their english translations:

Bu leke neyindir?

- What's that stain?
- What kind of stain is that?

Bu leke çıkmaz.

This stain won't come out.

- Yakanda bir leke var.
- Senin yakanda leke var.

Your collar has a stain on it.

O, ailesine leke sürdü.

She has dishonored the family.

Bu mor leke nedir?

What's this purple stain?

Bu leke asla çıkmayacak.

This stain will never go out.

Bu leke kolay çıkmaz.

This stain won't come out easily.

Çıkartılan leke hala etekte görünüyor.

The stain that was removed was still visible on the skirt.

Kazağında büyük bir leke var.

You have a big stain on your pullover.

O ne tür bir leke?

What kind of stain is that?

Henüz küçük bir leke var.

There is yet one minor blemish.

İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.

And at first, it's just an amorphous blob,

Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.

The incident left a spot on his reputation.

Biz gömleği yıkadıktan sonra leke kayboldu.

The stain disappeared after we washed the shirt.

Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.

The stain on the lab coat is due to silver nitrate.

Şarap halı üzerinde kalıcı bir leke bıraktı.

The wine left a permanent stain on the carpet.

(Senin) Davranışların ailemizin üzerine kara leke getirdi.

Your behavior brought disgrace on our family.

Tom, John'un kravatında bir leke fark etti.

Tom noticed a spot on John's tie.

- Ailemin şerefine leke sürdüm.
- Ailemin gururuyla oynadım.
- Ailemin itibarını iki paralık ettim.
- Ailemin saygınlığına gölge düşürdüm.
- Ailemin onurunu kırdım.
- Ailemin namusunu kirlettim.
- Ailemin izzetine halel getirdim.
- Ailemin haysiyetini ayaklar altına aldım.

I have dishonored my family.