Translation of "Kişiler" in English

0.017 sec.

Examples of using "Kişiler" in a sentence and their english translations:

- Bu kişiler, sterilize edilmelidir.
- Bu kişiler kısırlaştırılmalıdır.

These people should be sterilised.

Kayıp kişiler misiniz?

Are you people lost?

Onlar altı kişiler.

They are six people.

- Dün giden kişiler İskoçyalı.
- Dün ayrılan kişiler İşkoçyalı.

The people who left yesterday are from Scotland.

Bu moron saydığım kişiler

And although these supposed morons

Onlar hepsi beş kişiler.

They are five in all.

Onlar gitmek isteyen kişiler.

- They are the ones who want to go.
- They're the ones who want to go.

Sanırım onlar dürüst kişiler.

I think they're honest people.

Tom'a saldıranlar kişiler onlar.

They're the ones that beat Tom up.

Bunlar patlamayı gören kişiler.

These are the people who saw the explosion.

Bu belirli kişiler çalışacak.

These particular persons will run.

Şu belirli kişiler çalışacak.

Those particular persons will run.

Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler

the same exact people who were given up on

Hayatta kaybetmeyi öğrenmiş kişiler içindir.

It is something for people who have learned how to lose in life.

Başına fes takmış kişiler anlatır

tells people wearing a fez

Okuyan kişiler rahatsız olmasın diye

so that those who read do not bother

Odanın arkasındaki kişiler konuşmacıyı duyamıyordu.

The people in the rear of the room could not hear the speaker.

Oradaki son kişiler olmak istemiyoruz.

We don't want to be the last ones there.

Muhtemelen orada ilk kişiler olacağız.

We'll probably be the first ones there.

Muhtemelen gidecek ilk kişiler olacağız.

We'll probably be the first ones to leave.

Dün evimizde bazı kişiler vardı.

There were some people at our house yesterday.

Bazı kişiler hayal kırıklığına uğradı.

Some people are disappointed.

Onu onlara veren kişiler biziz.

We're the ones who gave them that.

Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.

The extremists refused to negotiate.

Bunu yapan ilk kişiler bizdik.

We were the first ones to do that.

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

For example, people with generalized anxiety disorder

Ve dolayısıyla, opiyat bağımlısı olan kişiler

And in turn, this is why people who are addicted to opioids

Ve belli ki böyle kişiler var --

and apparently, these people do exist --

Bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler

these people cannot tolerate criticism of themselves

Benim tanıdığım kişiler artık kravat takmıyor.

No one I know wears a tie anymore.

Bu hastalığın görüldüğü kişiler genelde paranoyaktır.

People with this disease are usually paranoid.

Bazı kişiler kibardı ve diğerleri kabaydı.

Some people were kind and others were unkind.

Kesinlikle bilen kişiler Tom ve Mary'dir.

The only ones who know for sure are Tom and Mary.

Evli kişiler bazen bekar olmayı diler.

Married people sometimes wish they were single.

- Şu kişiler kim?
- O insanlar kim?

Who are those people?

Tom ve ben yakınan kişiler değildik.

Tom and I weren't the ones who complained.

Bunu yapacak kişiler Tom ve benim.

Tom and I are the only ones who are going to do that.

şu anda depresyonla mücadele eden kişiler var.

or are currently struggling with depression.

Ve bu kişiler ülkelerinde kendilerini güvende hissetmiyordu.

who have never been in a country in which they feel safe.

Bu ilaçları satan kişiler arasında bağlantı kuruyor.

with those who are selling their private leftovers.

Ziyaret ettiği kişiler hakkında bir kitap yazdı.

She wrote the book about people she visited.

Benden daha akıllı olmayan kişiler ilgimi çekmiyor.

People who are not smarter than I am don't interest me.

Zaman geçirmek için kitap okuyan kişiler var.

- Some people read books to kill time.
- There are people who read books to kill time.

Tom ve Mary gelmek istemeyen kişiler arasındaydı.

Tom and Mary were among the ones who didn't come.

Tom ve ben yeni gelen kişiler değiliz.

Tom and I are newcomers.

Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.

We are currently looking for individuals who have experience in customer service.

Tom ve Mary gidecek sonuncu kişiler arasındaydı.

Tom and Mary were among the last to leave.

Tom ve Mary kurtarılan tek kişiler değildi.

Tom and Mary were the only ones who were saved.

Burada Bostonlu olan tek kişiler biz değiliz.

We're not the only ones here from Boston.

Yazı seven ve kışı seven kişiler vardır.

There are people who like the summer and people who like the winter.

Biz hâlâ burada kararları veren kişiler değiliz.

We still aren't the ones who make the decisions here.

O, böyle hissetmeye başlayacak ilk kişiler arasındaydı.

He was among the first to start feeling like this.

Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken kullanıcılar,

And these guys, the innovators and the early adopters,

Anadili İngilizce olan kişiler sadece normal insanlardır.

Native English speakers are just normal people.

Onu yapan kişiler sadece Tom ve bendik.

Tom and I were the only ones who did that.

Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.

Well, people with anxiety do this to themselves all day long.

Bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

computer scientists probably aren't the first people you think to talk to.

Mahrum bıraktı ve bizim uzayın nadir kişiler, zenginler

have actually excluded many people from the benefits of space

Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.

People who are afraid of making mistakes will make no progress in English conversation.

Pek çok yerde kör kişiler piyango bileti satarlar.

In many places blind persons sell lottery tickets.

Tom ve Mary hâlâ hayatta olan tek kişiler.

Tom and Mary are the only ones still alive.

Sigara ya da içki içmeyen kişiler sağlıklı ölecektir.

Those who don't smoke or drink will die healthy.

Bazı kişiler, HIV enfeksiyonuna karşı dirençli gibi görünüyorlar.

Some persons appear to be resistant to HIV infection.

Sen hiç bu restoranda ünlü kişiler gördün mü?

Have you ever seen any famous people in this restaurant?

Menopoz farklı kişiler için farklı şeyler ifade edebilir.

Menopause can mean different things for different people.

Tom ve ben sadece meşgul olan kişiler değildik.

Tom and I weren't the only ones who were busy.

Tom ve ben onu yapan kişiler olmamız gerekir.

Tom and I should be the ones who do that.

Tom ve ben şikayet eden tek kişiler değildik.

Tom and I weren't the only ones who complained.

Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olmadığından şüpheliyim.

- I suspect Tom and Mary weren't the ones who did that.
- I suspect that Tom and Mary weren't the ones who did that.

Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olduklarından şüpheliyim.

- I suspect Tom and Mary were the ones who did that.
- I suspect that Tom and Mary were the ones who did that.

Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olduğundan şüpheliyim.

- I suspect Tom and Mary are the ones who did that.
- I suspect that Tom and Mary are the ones who did that.

Bu zihinsel hastalığa sahip kişiler, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu

People who suffer from this mental illness also suffer from other mental disorders

Dışarıda bırakılan ve geride kalan kişiler ve yerler var.

left out and left behind.

Bu kişiler kendi sağ kanatları içinde birer kanaat önderiydiler,

All of these guys were thought leaders in their own right,

Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.

People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.

Mary'nin cinayetinden sonra Tom'unki ilgi kişiler listesinde ilk isimdi.

Tom's was the first name on the list of persons of interest after Mary's murder.

Otizmli kişiler, birisiyle konuşurken çoğu zaman göz teması kurmazlar.

People with autism often don't make eye contact when talking to someone.

Tom ve ben burada Fransızca bilen tek kişiler değiliz.

Tom and I aren't the only ones here who can speak French.

Neden Tom ve Mary'nin onu yapan kişiler olduğunu düşünüyorsun?

Why do you think Tom and Mary were the ones who did that?

Tom ve ben onu yapması gereken tek kişiler değiliz.

Tom and I aren't the only ones who need to do that.

Tom ve ben onu yapmamız gereken kişiler olduğumuzu bilmiyorduk.

- Tom and I didn't know that we were the ones who were supposed to do that.
- Tom and I didn't know we were the ones who were supposed to do that.

Tom ve ben Boston'dan gelen tek kişiler gibi görünüyoruz.

- It seems Tom and I are the only ones here from Boston.
- It seems that Tom and I are the only ones here from Boston.

Genellikle aynı ırk ve etnik gruba ait kişiler arasında gerçekleşir.

typically among individuals within the same racial or ethnic group.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

People who have poor quality of sleep will typically try to sleep longer;

Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.

Tom was looking for some people to help him move his piano.

Görünüşe göre burada dans etmeyi bilen kişiler Tom ve beniz.

It looks like Tom and I are the only ones here who know how to dance.

Tom ve ben bunu yapmak isteyen tek kişiler biz değildik.

Tom and I weren't the only ones who wanted to do that.

Dahası, bu kadar zorlu koşullarda yaşamış olmasak bugün olduğumuz kişiler olmazdık.

In fact, we wouldn't be who we are if we hadn't lived through such a terrible and adverse political climate.

Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.

People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.

Bu site 18 yaşın altındaki kişiler için uygun olmayan içerik içeriyor.

This site contains content not suitable for persons under the age of 18.

Ebola virüsü taşıdıklarından süphelenilen kişiler için 21 günlük bir karantina vardır.

There is a 21-day quarantine for people suspected of having contracted the Ebola virus.

Omegle yabancı insanlarla sohbet etmekten hoşlanan kişiler için harika bir web sitesidir.

Omegle is a great website for people who like chatting with foreign people.

Tom ve ben bunu her zaman yapmak zorunda olan kişiler olmayı sevmiyoruz.

Tom and I don't like being the ones who always have to do that.

Tom ve ben bunu yapmak zorunda kalan tek kişiler biz olmadığımız için mutluyuz.

Tom and I are glad we're not the only ones who have to do that.

Her zaman tıp öğrencilerinin çalışkan ve çok meşgul kişiler olduklarına inanırdım. Seninle tanışana kadar.

I always thought medical students were very busy and hard-working people. Then I met you.

Bir motel, otel gibidir, yalnızca daha küçüktür ve çoğunlukla arabayla seyahat eden kişiler tarafından kullanılır.

A motel is like a hotel only much smaller and is used mostly by people traveling by automobile.

Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.

Since people suffering from low-level blood sugar disorder lack the ability to suppress their emotions, they easily get frightened and angry.