Translation of "Dürüst" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Dürüst" in a sentence and their arabic translations:

- Dürüst olalım.
- Dürüst olalım!

فلنكن صرحاء.

Dürüst olalım,

هيا، لنكون صرحاء،

Dürüst olayım,

ولنكن صادقين،

Dürüst olalım.

فلنكن صرحاء.

Dürüst olmak gerekirse

وبصراحة،

- Ben dürüst bir insanım.
- Ben dürüst bir kişiyim.

- أنا صادق.
- أنا شخص صادق.

Diyorum ki, dürüst olalım,

اعنى ان تكون امينا

Birbirimize karşı dürüst olalım.

دعونا نكون صادقين معَ بعض.

Peter dürüst bir adam

بيتر هو رجلاً صادقاً.

Bildiğim kadarıyla, o dürüst.

على حد علمي، هو شخص أمين.

O yeterince dürüst görünüyor.

يبدو صادقاً كفاية.

Ve dürüst olmak gerekirse benim

وكان يتواصل معي،

Ama kendinize karşı dürüst olmalısınız.

لكن عليكم أن تكونوا صادقين مع أنفسكم.

Bu yöntem insanların daha dürüst

هذا دافع اقتصادي للغاية

Dürüst davranmaları için herhangi bir

تكون قيمته لهم فقط 75 سنتا

Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,

وعندما بدأت التواصل مع الأطفال بصورة صحيحة،

Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.

أحب توم لأنه أمين.

Ben dürüst bir yaşam sağlıyorum.

أنا أعيش عيشة شريفة.

Onlar onun dürüst olduğuna inanıyordu.

- ظنوا أنه صادق.
- صدقوا أنه صادق.

Dürüst olmak gerekirse, bu biraz düşüncesizlik.

لأكون صريحًا، فإنه شيء غير مراعٍ لشعور الآخرين.

Dürüst olalım, eminim hepimiz Cadılar Bayramı'nda

لنتكلم بصراحة؛ فأنني متأكد

Dürüst olmam gerekirse, birkaç yıl öncesinde

لكي اكون صادقة تماما منذ عدة سنوات،

Sen dürüst bir adam gibi görünüyorsun.

تبدو رجلًا صدوقًا.

- Bütün çocuklar dürüst.
- Bütün çocuklar dürüsttür.

كل الاطفال صادقون.

O, dürüst bir adam gibi görünüyor.

- يبدو رجلا أمينا .
- يبدو أنه رجل أمين .

O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.

هو صادق و لهذا أحبّه.

O dürüst olduğu için ondan hoşlanıyorum.

أحب فيه صدقه.

Dürüst olun ve eğer "deli meşgul" ifadesini

ارفَع يدك، وكنْ صادقًا،

Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;

لأكون صريحة معكم، لم يَكن لديّ أهداف،

O çok dürüst, bu yüzden ona güvenebiliriz.

إنهُ أمين جداً, لذلك يمكننا الإعتماد عليه.

Dürüst bir adamdı kimse sevmedi herkes itip kaktı

لقد كان رجلاً أمينًا ولا أحد يحب الجميع

- Ben dürüst bir insanım.
- Ben namuslu bir kişiyim.

أنا إنسان صادق.

Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.

إن أكرمكم عند الله أتقاكم.

Dürüst olan belediye başkanın bile başına neler geldiğini anlatan bir film

فيلم عن ما حدث حتى لرئيس البلدية الأمين

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

إن إرادة الشعب هي مصدر سلطة الحكومة، ويعبر عن هذه الإرادة بانتخابات نزيهة دورية تجري على أساس الاقتراع السري وعلى قدم المساواة بين الجميع، او حسب أي إجراء مماثل يضمن حرية التصويت.