Translation of "Kederli" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kederli" in a sentence and their english translations:

Herkes kederli.

Everyone is grieving.

Tom kederli.

- Tom's grieving.
- Tom is grieving.

Biraz kederli görünüyorsun.

You seem a little sore.

Onlar kederli bir şekilde sessizdi.

They were sorrowfully silent.

Tom'un kederli olması mümkün değil.

Tom isn't likely to be depressed.

Baba oğlunu kederli bir şekilde gömdü.

The father sorrowfully buried his son.

Anne oğlunu kederli bir şekilde gömdü.

The mother sorrowfully buried her son.

Mary kederli bir şekilde babasını gömdü.

Mary sorrowfully buried her father.

Mary kederli bir şekilde annesini gömdü.

Mary sorrowfully buried her mother.

Mary kederli bir şekilde oğlunu gömdü.

Mary sorrowfully buried her son.

Mary kederli bir şekilde kızını gömdü.

Mary sorrowfully buried her daughter.

Tom geride kederli ana-babasını bıraktı.

Tom is survived by his parents.

Senin aşkın olmadan hayatım çok kederli olurdu.

Without your love, my life would be very sad.

Kederli tüccarlar kendi adaletleri kendileri ararlar, Eflak Voyvodasını ortadan kaldırıp

The unhappy merchants seek their own justice by deciding to eliminate the Wallachian voivode and replace him with

Kederli aile, oğullarının katilinin adalete teslim edilmesini görmek için on yıldan fazla beklemek zorunda kaldı.

The grief-stricken family had to wait more than a decade to see their son's killer brought to justice.

Ev küçük çocuklarla, kahkahalar ve şarkılarla doluydu; şimdiyse boş ve içinde rüzgar haricinde hiçbir şey dolaşmıyor. Ne kadar da yalnız ve kederli hissediyordur.

The house was full of little children and laughter and songs; and now it is empty, and nothing ever wanders through it but the wind. How lonely and sorrowful it must feel!