Translation of "Kavanozda" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kavanozda" in a sentence and their english translations:

Kurabiyeler kavanozda.

The cookies are in the jar.

Reçel kavanozda gelir.

Jam comes in a jar.

- Kavanozda biraz şekerleme var.
- Kavanozda birkaç kurabiye var.

There are some cookies in the jar.

Kavanozda çok şeker var mıdır?

Is there much sugar in the jar?

Kavanozda kaç tane fasulye var?

How many beans are in the jar?

- Tom bozuk parasını büyük bir kavanozda saklıyor.
- Tom penisini büyük bir kavanozda tutuyor.

Tom keeps his pennies in a big jar.

Mary, Tom'un beynini bir kavanozda tutuyor.

Mary keeps Tom's brain in a jar.

Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.

I wanted some salt, but there was none in the jar.

Konserveler hava geçirmez bir conta ile kavanozda saklanmalıdır.

Preserves must be stored in a jar with an airtight seal.

Tom,onları koyduğu kavanozda yüzen kurbağa yavrularını izledi.

Tom watched the tadpoles swimming in the jar that he'd put them in.

Biri bu kavanozda kaç peni olduğunu tahmin edebilir mi?

Can anyone guess how many pennies are in this jar?

Bu kavanozda kaç tane şekerleme olduğunu hiç kimse tahmin edemez.

No one can guess how many jellybeans are in this jar.

Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.

He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.

Biri bu kavanozda ne kadar para olduğunu tahmin edebilir mi?

Can anyone guess how much money is in this jar?