Translation of "şekerleme" in English

0.018 sec.

Examples of using "şekerleme" in a sentence and their english translations:

Şekerleme yapıyorum.

I am dozing.

Şekerleme yapacağım.

I'm going to take a nap.

Şekerleme yap.

Take a nap.

Şekerleme yaptı.

He took a nap.

Sürekli şekerleme yapıyordu.

She was taking a nap the whole time.

O şekerleme yaptı.

He dozed off.

Tom şekerleme yapıyor.

- Tom is having a nap.
- Tom is taking a nap.

Odamda şekerleme yapıyorum.

I am having a nap in my room.

Biz şekerleme istiyoruz.

We want candy.

Neden şekerleme yapmıyorsun?

Why don't you take a nap?

Gidip şekerleme yapacağım.

I'm going to go take a nap.

- Kestireyim.
- Şekerleme yapayım.

Let me take a nap.

O şekerleme mi?

Is that candy?

Ben şekerleme yapmadım.

I didn't take a nap.

Dişçi şekerleme yemeni istemiyor.

The dentist doesn't want you to eat sweets.

Ben ofiste şekerleme yapamıyorum.

I cannot have a nap at the office.

Biraz şekerleme ister misin?

Do you want some candy?

Ona biraz şekerleme verdim.

I gave her some candy.

Senin şekerleme yapmanı öneriyorum.

I suggest that you take a nap.

Sanırım Tom şekerleme yapıyor.

- I think Tom is taking a nap.
- I think that Tom is taking a nap.

Şekerleme yapmaya karar vermiştim.

I've decided to take a nap.

Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.

She knows how to make candy.

Burada şekerleme yaparsan üşütürsün.

If you take a nap here, you'll catch a cold.

Onlara biraz şekerleme verdim.

I gave them some candy.

Ben çok şekerleme almam.

I don't buy a lot of candy.

Favori şekerleme türün nedir?

What's your favorite kind of candy?

Tom bir şekerleme yapıyordu.

- Tom was taking a snooze.
- Tom dozed.
- Tom was taking a nap.

Tom kanepede şekerleme yapıyor.

- Tom is taking a nap on the sofa.
- Tom is taking a nap on the couch.

Bir şekerleme yapmak istedim.

I wanted to take a nap.

Bir şekerleme yapmam gerekiyordu.

I needed to take a nap.

Kanapende şekerleme yapabilir miyim?

May I take a nap on your couch?

Çantamda bulunan şekerleme sıcakta eridi.

The candy I had in my bag went mushy in the heat.

Tom otuz dakika şekerleme yaptı.

Tom took a nap for thirty minutes.

Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered.

- Ben uyuyorum.
- Ben şekerleme yapıyorum.

- I am having a nap.
- I'm having a kip.

Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.

I am getting fat because I eat a lot of sweets.

Genellikle hangi saatlerde şekerleme yaparsın?

At what time do you generally take a nap?

Tom bir şekerleme yapmak istiyordu.

Tom wanted to take a nap.

Oğlum biraz şekerleme yemek istiyor.

My son would like to eat some candy.

Pazar günleri çoğunlukla şekerleme yapardım.

I would often take naps on Sundays.

Çocuğa iki şekerleme izni verildi.

The child was permitted two pieces of candy.

Yorgun olduğum için şekerleme yaptım.

Since I was tired, I took a nap.

- Şekerleme yapmak istiyorum.
- Kestirmek istiyorum.

- I want to take a nap.
- I want to have a kip.

Eğer yorgunsan bir şekerleme yap.

Take a nap if you're tired.

Belki bugün biraz şekerleme yapacağım.

Perhaps I'll make some candy today.

Neredeyse her gün şekerleme yaparım.

I take a nap almost every day.

Sadece ona biraz şekerleme al.

Just buy them some candy.

Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.

I can take a nap wherever.

Biraz daha şekerleme alabilir miyim?

Can I have some more candy?

Tom nasıl şekerleme yapacağını bilir.

Tom knows how to make candy.

Tom şekerleme yapmak istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to take a nap.
- Tom said that he wanted to take a nap.

Tom şekerleme yapması gerektiğini söyledi.

- Tom said he needed to take a nap.
- Tom said that he needed to take a nap.

20 dakikalık bir şekerleme yaptım.

I took a 20-minute power nap.

O, her zaman okulda şekerleme yapıyor.

He is always taking a nap at school.

Öğle yemeğinden sonra genelde şekerleme yaparlar.

After lunch, they usually have a nap.

Sen hiç kütüphanede şekerleme yaptın mı?

Have you ever had a nap at the library?

En son ne zaman şekerleme yaptın?

When was the last time you had a nap?

Tom'un şekerleme yemesine izin verilmediğini düşündüm.

- I thought Tom wasn't allowed to eat candy.
- I thought that Tom wasn't allowed to eat candy.

Dahası, Çin halkı şekerleme yapmayı sever.

What's more, Chinese people like taking naps.

O kasede değişik türde şekerleme var.

There are various kinds of candy in that bowl.

Onun bir şekerleme yapıyor olması gerekiyor.

She's supposed to be taking a nap.

Ben şekerleme ve kurabiyeler satın alıyorum.

I am buying candy and cookies.

Tom Mary'ye çiçekler ve şekerleme getirdi.

Tom brought Mary flowers and candy.

- Bir saat kestirdim.
- Bir saat şekerleme yaptım.

I had a nap for about an hour.

Annem her öğleden sonra bir şekerleme yapar.

- My mother takes a nap every afternoon.
- My mother has a kip every afternoon.

Öğle yemeğinden hemen sonra şekerleme yapmayı severim.

I like taking naps right after lunch.

Öğle yemeğinden sonra uzun bir şekerleme aldım.

I took a long nap after lunch.

Diğeri şekerleme yaparken bizden biri nöbet tutsun.

Let one of us keep watch while another takes a nap.

Bitirdiği an, o, bir şekerleme için uzandı.

The moment she'd finished, she lay down for a nap.

Öğle yemeğinden sonra sık sık şekerleme yaparım.

I often take a nap right after lunch.

Geçen gece yeterince uyumadıysan bir şekerleme yapmalısın.

If you didn't get enough sleep last night, you should take a nap.

- Kavanozda biraz şekerleme var.
- Kavanozda birkaç kurabiye var.

There are some cookies in the jar.

Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.

The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar.

Yakında vazgeçebilirim ve onun yerine sadece şekerleme yapabilirim.

- I may give up soon and just nap instead.
- Maybe I'll just give up soon and take a nap instead.

Tom'un az boş zamanı olduğu için şekerleme yaptı.

Since Tom had a little free time, he took a nap.

Ben çocukları görmeye gittiğimde ceplerimi şekerleme ile doldururum.

I fill my pockets with candy when I go to see the kids.

Tom öğle yemeğinden sonra sık sık şekerleme yapar.

Tom often takes a nap after lunch.

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.

Tom öğleden sonra erken saatlerde şekerleme yapmayı sever.

Tom enjoys taking a nap in the early afternoon.

Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.

Tom wanted to take a nap before dinner.

Şekerleme ya da başka bir şey yapalım mı?

Shall we make candy or something today?

Tom genellikle öğle yemeğinden sonra kısa bir şekerleme yapar.

Tom usually takes a short snooze after lunch.

Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Feeling tired from walking in the countryside, he took a nap.

Biz neredeyse hazırlıkları bitirdik. Bir şekerleme yapmaya ne dersin?

We've nearly finished preparations. How about taking a nap?

Belki sadece yakında vazgeçeceğim ve onun yerine şekerleme yapacağım.

- I may give up soon and just nap instead.
- Maybe I'll just give up soon and take a nap instead.
- I might give up soon and have a kip instead.

Anne, bana şekerleme satın almam için para verebilir misin.

Mummy, could you give me money to buy sweets?

- Öğle yemeğinden sonra kestireceğim.
- Öğle yemeğinden sonra şekerleme yapacağım.

I'll take a nap after lunch.

Ben genellikle öğle yemeğinden sonra kısa bir şekerleme yaparım.

I usually take a short nap after lunch.

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

There's no naps or caffeine, by the way, so it's miserable for everyone involved.

Bu kavanozda kaç tane şekerleme olduğunu hiç kimse tahmin edemez.

No one can guess how many jellybeans are in this jar.

Tom genellikle öğleden sonranın başlarında üç saatlik bir şekerleme yapar.

Tom usually takes a three-hour nap in the early afternoon.

Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.

Tom very often takes a nap for an hour after lunch.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.

A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

Tom iki ağaç arasına bir hamak kurdu ve şekerleme yaptı.

Tom strung up a hammock between two trees and took a nap.

Mary'nin patronu onun doğum günü için ona bir kutu şekerleme verdi.

Mary's boss gave her a box of candy for her birthday.

Akşam yemeğinden hemen önce şekerleme yememeni sana kaç kez söylemek zorundayım.

How many times do I have to tell you not to eat candy just before dinner?

- Tom bu öğleden sonra kestirdi.
- Tom bu öğleden sonra şekerleme yaptı.

Tom took a nap this afternoon.

Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.

Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit.