Translation of "Kızgındı" in English

0.014 sec.

Examples of using "Kızgındı" in a sentence and their english translations:

Tom kızgındı.

Tom was angry.

Jane kızgındı.

Jane was fuming.

- Tom açıkçası kızgındı.
- Tom belli ki kızgındı.

Tom was obviously angry.

O, karısına kızgındı.

He was angry with his wife.

Sanırım o kızgındı.

I think he was angry.

Tom, Mary'ye kızgındı.

- Tom was angry with Mary.
- Tom was furious with Mary.
- Tom was furious at Mary.
- Tom was mad at Mary.

O kendisine kızgındı.

She was angry at herself.

Teksas valisi kızgındı.

The governor of Texas was furious.

Öğretmen bana kızgındı.

The teacher was angry with me.

O ona kızgındı.

He was angry with her.

Tom bana kızgındı.

Tom was angry with me.

Tom gerçekten kızgındı.

Tom was really angry.

Tom çok kızgındı.

- Tom was very angry.
- Tom was so mad.
- Tom was very mad.

O kendine kızgındı.

He was angry at himself.

Cumhuriyetçiler çok kızgındı.

Republicans were furious.

Tom biraz kızgındı.

Tom was a little angry.

Tom karısına kızgındı.

Tom was angry with his wife.

Komşular hala kızgındı.

Neighbors are still upset.

Kandırıldığı için kızgındı.

She was angry that she had been fooled.

Sami, Leyla'ya kızgındı.

- Sami was angry with Layla.
- Sami was angry at Layla.

Gerçekten çok kızgındı.

He was really mad.

- Tom anlaşılabilir şekilde kızgındı.
- Tom anlaşılır biçimde kızgındı.

Tom was understandably angry.

Onun tonu çok kızgındı.

His tone was very annoyed.

Tom, Mary'ye çok kızgındı.

- Tom was very angry with Mary.
- Tom was angry at Mary.
- Tom was very angry at Mary.
- Tom was very mad at Mary.

O konuşamadı, çok kızgındı.

He could not speak, he was so angry.

O sarhoş ve kızgındı.

He was drunk and angry.

- Tom kızgındı.
- Tom sinirlenmişti.

- Tom was angry.
- Tom was annoyed.

Tom her zaman kızgındı.

Tom used to be angry all the time.

Kuzey boyunca insanlar kızgındı.

People throughout the north were angry.

Tom sarhoştu ve kızgındı.

Tom was drunk and angry.

Fadıl gerçeği öğrendiğinde kızgındı.

When Fadil found out the truth, he was furious.

Leyla çok daha kızgındı.

Layla was much more mad.

Tom bunun hakkında kızgındı.

Tom was angry about that.

Tom dün neden kızgındı?

Why was Tom angry yesterday?

Sami o konuda kızgındı.

Sami was angry about that.

- Kızgındı. Sessiz kalmasının sebebi budur.
- O kızgındı. Sessiz kalmasının nedeni budur.

She was angry. That is why she remained silent.

Ona hakaret ettiğim için kızgındı.

He was angry that I had insulted him.

Onun söylediğinden dolayı o kızgındı.

He was angry because of what she said.

Tom kızgındı ve kafası karışıktı.

Tom was angry and confused.

Tom öyle kızgındı ki konuşamadı.

Tom was so angry that he couldn't speak.

Tom gelmediğim için bana kızgındı.

Tom was angry at me for not coming.

Erkek arkadaşı ona gerçekten kızgındı.

Her boyfriend was really angry at her.

Kız arkadaşı ona gerçekten kızgındı.

His girlfriend was really angry at him.

Tom Mary'ye son derece kızgındı.

Tom was extremely mad at Mary.

Onlar birkaç şey hakkında kızgındı.

They were angry about several things.

O kızgındı, ama sabırla beni dinledi.

He was angry, but he listened to me patiently.

O, ona yardım etmediğim için kızgındı.

He was angry because I wouldn't give him any help.

Ondan ayrıldığım için o bana kızgındı.

He was mad at me because I broke up with him.

O, randevuyu unuttuğumda bana çok kızgındı.

He was very angry with me when I forgot the appointment.

- Tom çok kızgındı.
- Tom çok öfkeliydi.

Tom was very angry.

Tom çok kızgındı ve ben de.

- Tom was very angry and I was, too.
- Tom was very angry and so was I.

Birçok Amerikalı, Japon işgali hakkında kızgındı.

Many Americans were angry about the Japanese invasion.

Sami çok çalıştığı için biraz kızgındı.

Sami was a little resentful because he worked so much.

- Tom neden kızgındı?
- Tom neden öfkeliydi?

Why was Tom angry?

Tom Mary'nin başka birini öptüğünü gördüğünde kızgındı.

Tom was furious when he saw Mary kiss someone else.

Tom Mary'nin partisine davet edilmediği için kızgındı.

Tom was angry because he hadn't been invited to Mary's party.

Kız kardeşiyle çıkmadığım için Tom bana kızgındı.

Tom was mad at me because I wouldn't go out with his sister.

Tom onunla aynı fikirde olmadığım için kızgındı.

Tom was angry because I didn't agree with him.

Ben Mary'ye hakaret ettiğim için Tom kızgındı.

Tom was angry because I had insulted Mary.

Tom çocuklarını yalnız bıraktığı için Mary'ye kızgındı.

Tom was angry at Mary for leaving their children unattended.

Sami o kadar kızgındı ki Leyla'yı öldürebilirdi.

Sami was so mad that he could kill Layla.

O çok kızgındı ve okul müdürüyle konuşmaya gitti.

She was very mad and went to talk with the school manager.

Tom Mary'ye onun yerine park ettiği için kızgındı.

Tom was angry at Mary because she parked in his space.

Tom çok kızgındı ve Mary ile konuşmayı reddetti.

Tom was very angry and refused to speak to Mary.

Tom çok kızgındı ve Mary ile konuşmak istemedi.

Tom was very angry and wouldn't speak to Mary.

- Tom, Mary'ye çok kızgındı.
- Tom, Mary'ye çok kızmıştı.

Tom was very angry at Mary.

Yarım saat geç geldi, bu yüzden herkes ona kızgındı.

He arrived half an hour late, so everyone was angry with him.

O, o kadar kızgındı ki akşam yemeği yemeyi unuttu.

He was so mad that he forgot to eat dinner.

Tom Mary'ye o kadar kızgındı ki o ona bakamadı bile.

Tom was so angry at Mary he couldn't even look at her.

- Leyla bütün beyaz insanlarla kavgalıydı.
- Leyla bütün beyaz insanlara kızgındı.

Layla was angry with all white people.