Translation of "Jane" in English

0.015 sec.

Examples of using "Jane" in a sentence and their english translations:

- Jane, Avustralyalı.
- Jane, Avustralya'dan geliyor.

Jane comes from Australia.

Jane, Avustralyalı.

Jane comes from Australia.

Jane yüzemez.

Jane is not able to swim.

Jane kızgındı.

Jane was fuming.

Jane sıkıntılıydı.

Jane was distressed.

Jane üzgündü.

Jane was upset.

- Jane dobra dobra konuşur.
- Jane açıkça konuşur.

Jane calls a spade a spade.

Jane Aubrey Evi,

The Jane Aubrey House

Jane yatakta hasta.

Jane is sick in bed.

Belki Jane gelecektir.

Maybe Jane will come.

Jane ödevini yapıyor.

Jane is doing her homework.

Jane muhtemelen gelecek.

There's a good chance that Jane will come.

Jane erken evlendi.

Jane married young.

Jane kızgın idi.

Jane was angry.

Jane alışverişe çıktı.

Jane is out shopping.

Jane Japoncaya aşinadır.

Jane is familiar with the Japanese language.

Jane mutlu görünüyor.

Jane looks happy.

Jane ile tokalaştım.

I shook hands with Jane.

Jane mutlu değildi.

Jane was not happy.

Jane muhtemelen gelecektir.

Jane will probably come.

Jane biriyle konuşuyor.

Jane is talking with somebody.

Jane başkanın sekreteri.

Jane is the president's secretary.

Jane kocasından memnun.

Jane is in her husband's good books.

- Mary ve Jane kuzendir.
- Mary ve Jane kuzenlerdir.

Mary and Jane are cousins.

- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.

Jane took her dog for a walk.

- Jane de tenis oynar.
- Jane de tenis oynuyor.

Jane plays tennis too.

Jane 18'ine geldiğinde

When Jane was 18,

Büyük olasılıkla Jane gelecek.

- It is probable that Jane will come.
- Jane is likely to come.
- Jane is very likely to come.
- There's a good chance that Jane will come.
- There's an eighty to ninety percent chance that Jane will come.
- Jane is more than likely to come.
- It's quite likely that Jane will come.

Mary şirin. Jane de.

Mary is cute. So is Jane.

Kazara Jane ile karşılaştım.

I met Jane by accident.

Jane düşünme tarzını anlar.

Jane understands how you think.

Jane büyük ihtimalle gelecek.

- Jane is very likely to come.
- Jane is more than likely to come.

Mary ve Jane bağırıyor.

Mary and Jane are screaming.

Tom gelmedi, Jane de.

Tom didn't come, nor did Jane.

Jane çok mutlu görünüyor.

Jane looks very happy.

Jane gelecek ay evlenecek.

Jane is to be married next month.

Jane ile arkadaş oldum.

I've become friends with Jane.

Jane mektubu kendisi yazdı.

Jane wrote the letter herself.

Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.

Jane took her dog for a walk.

Jane karın güzelliğini açıklayamadı.

Jane couldn't explain the beauty of snow.

Jane başvuru formunu doldurdu.

Jane filled out an application.

Jane onun ödevini yapıyor.

Jane has been doing her assignment.

Jane benim kadar yaşlı.

Jane is as old as I am.

Jane, bugün okulda yok.

Jane is absent from school today.

Jane şimdi evde olmayabilir.

Jane may not be at home now.

Jane aynada kendini inceledi.

Jane studied herself in the mirror.

Jane şarkı söyleyecek mi?

Will Jane sing?

Jane Peter tarafından sevilir.

Jane is loved by Peter.

Jane Ophelia olarak tanıtıldı.

Jane was billed to appear as Ophelia.

Jane doğrudan A alacaktır.

Jane will get straight A's.

Jane Susan'dan daha çekici.

Jane is more attractive than Susan.

Jane istasyona neden gitti?

Why did Jane go to the station?

Jane gözyaşlarını gözlerinden sildi.

Jane brushed the tears from her eyes.

Sanırım sen haklısın, Jane.

I guess you're right, Jane.

Jane asla sözünden dönmez.

Jane never backs down.

John Jane ile evliydi.

John was married to Jane.

Ona Jane adını verdiler.

They named her Jane.

Calamity Jane, California'da yaşadı.

Calamity Jane lived in California.

Jane çok solgun görünüyor.

Jane looks very pale.

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

They named their baby Jane.

- Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
- Birkaç gün önce Jane ile karşılaştım.

I met Jane the other day.

- Jane albüm kontratı aldığında çok mutluydu.
- Jane albüm kontratı aldığında sevinçliydi.

Jane was on top of the world when she got a record contract.

Jane Aubrey benim ilk çocuğumdu.

Jane Aubrey, she was my first child.

Metin ve anlatım: Jane Goodall

With words and narration by Jane Goodall

Telefonda isteniyorsun, Mike. O Jane.

You are wanted on the phone, Mike. It's Jane.

Jane yarın sabah ne yapacak?

What is Jane going to do tomorrow morning?

Jane erken yatar erken kalkar.

Jane goes to bed early and gets up early.

Tom gelmedi ve Jane de.

Tom didn't come and neither did Jane.

Sonuçta, Jane onu satın almadı.

In the end, Jane didn't buy it.

Jane bizim kararımıza karşı çıktı.

Jane opposed our decision.

Jane bizim kararımıza itiraz etti.

Jane objected to our decision.

Jane annesinden daha uzun oldu.

Jane became taller than her mother.

Jane Austen bir İngiliz yazardı.

Jane Austen was a British writer.

Jane ile birlikte olmak zevkli.

Jane is fun to be with.

Jane, Mary'ye bütün hikayeyi anlattı.

Jane told Mary the whole story.

Jane bir Fransızca kursuna yazıldı.

Jane signed up for the French course.

Biz Jane ile arkadaşlık kurduk.

We made friends with Jane.

Pişirilmiş salyangozları görünce, Jane sarardı.

At the sight of cooked snails, Jane turned pale.

Biz Jane ile arkadaş edindik.

We made friends with Jane.

Jane eve saat altıda geldi.

Jane came home at 6 o'clock.

Jane ve Ellen'ı davet edeceğiz.

We are going to invite Jane and Ellen.

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.

Jane must stop giving way to her desire for chocolate.

Jane büyük bir olasılıkla gelecek.

There's an eighty to ninety percent chance that Jane will come.

Jane onu satın almaktan vazgeçti.

Jane ended up not buying it.

Jane çok güzel bir kızdır.

Jane is a very beautiful girl.

Jane gerçeği söylediğini iddia etti.

Jane affirmed that she was telling the truth.