Translation of "Köle" in English

0.012 sec.

Examples of using "Köle" in a sentence and their english translations:

Köle kaçmaya çalıştı.

The slave tried to escape.

Köle suyu taşır.

The slave carries the water.

Köle, hayatı için kaçtı.

The slave ran for his life.

Çocuk köle olarak satıldı.

The boy was sold into slavery.

Bir köle gibi çalışıyorum!

I work like a slave!

Bir köle gibi hissediyorum.

I feel like a slave.

Ruslar köle kökenli insanlardır.

Russians are people of slave origin.

Batıda hiç köle yoktu.

There were no slaves in the West.

Tom köle olarak doğdu.

Tom was born a slave.

Kimse köle olarak kullanılmayacak.

No one shall be held in slavery.

Sonra Socrates, bu köle oğlanın,

And then, Socrates decided to ask questions

Afrika'dan Amerika'ya kaç köle getirilmiş?

How many slaves were taken from Africa to America?

Köle ticareti kazançlı bir işti.

Slavery was a lucrative business.

Zachary Taylor bir köle sahibiydi.

Zachary Taylor was a slave owner.

Başkan Monroe bir köle sahibiydi.

President Monroe was a slave-owner.

Evlilik kölelik. Köle olmak istemiyorum.

- Marriage is slavery. I'd rather not be a slave.
- Marriage is slavery. I'd prefer not to be a slave.

Bunu yalnızca bir köle söyleyebilir.

Only a slave would say that.

Tom bana köle gibi davranıyor.

Tom treats me like a slave.

Ve bir köle oğlanla konuşma şeklinde,

and in the form of a conversation with a slave boy,

Tom ve Mary köle gibi çalıştılar.

Tom and Mary worked like slaves.

Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.

Dan exploited immigrant workers like slaves.

Bir zamanlar Amerika'da birçok köle vardı.

At one time there were many slaves in America.

Köle ve çocuk işçiliği üzücü gerçeklerdir.

Slave labor and child labor are sad realities.

Patronum köle gibi çalıştıran bir amir.

My boss is a slave driver.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

Tom treated Mary like a slave.

Tom ve ben köle gibi çalıştık.

Tom and I worked like slaves.

"Hey, sen köle çocuk!" "Kim ben mi?"

"Hey, you, slave boy!" "Who, me?"

"Hayır, ben sadece bir köle oğlanım." "Bileceksin."

"No, I'm just a slave boy." "You'll do."

Senin tarafından bir köle gibi davranılmayı reddediyorum.

I refuse to be treated like a slave by you.

Bir insan seçer, bir köle itaat eder.

A man chooses; a slave obeys.

Bazen köle gibi erkeğimize hizmet etmek zorundayız.

Sometimes we have to serve our husbands like slaves.

Tom bütün gün fabrikada köle gibi çalışır.

Tom slaves all day at the factory.

Bazı kültürler herkesin bir köle olduğunu varsayıyor.

Some cultures assume everybody is a slave.

Küçük çocuklar kakao plantasyonunda köle olarak çalışır.

- Small children work as slaves on the chocolate plantation.
- Small children work as slaves on the cocoa plantation.

Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

The gentleman was killed by a slave in revolt.

Günde 10 saat bir köle gibi çalışıyorum.

I work as a slave 10 hours a day.

Köle olarak yaşamaktanse özgürce ölmeyi tercih ederim.

I'd rather die free than live as a slave.

Evlilik kölelik. Bir köle olmamayı tercih ederim.

- Marriage is slavery. I'd rather not be a slave.
- Marriage is slavery. I'd prefer not to be a slave.

Tom eski Mısırlı bir köle gibi giyinmişti.

Tom dressed as an ancient Egyptian slave.

19. yüzyılda birçok Afrikalı Amerika'da köle olarak satıldı.

In the nineteenth century, many Africans were sold as slaves in the United States.

O, tek cevabın bir köle isyanı olduğunu söyledi.

He said the only answer was a slave rebellion.

Bu melez ırklı kölelerin köle sahipleriyle kan bağları vardı

These mixed-race slaves are related to the slave masters

Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya

They were the first Europeans to sail directly to sub-Saharan Africa

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

Everyone was very surprised to discover that the slave girl was in reality a princess.

Tom yine ona sordu: "Param nerede? Bana cevap ver, köle!"

Tom asked him again: "Where is my money? Answer me, slave!"

Memlükler genç yaşlardan beri savaşmak için yetiştirilen köle kökenli bir toplumdu.

In Egypt, the Mamluks were a warrior caste of slave origin, trained from a young age

- Para için köle olmayın.
- Para için kölelik etmeyin.
- Paraya kulluk etme.
- Paranın kulu olma.

Don't be a slave to money.

Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.