Translation of "Kaçmaya" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kaçmaya" in a sentence and their english translations:

Kaçmaya çalışma.

Don't try to run away.

Kaçmaya çalış.

Try to escape.

Kaçmaya çalıştım.

I tried running.

Kaçmaya çalışacağım.

I'm going to try to escape.

Neden kaçmaya çalıştın?

- Why did you try to run away?
- Why did you try to get away?

Kaçmaya teşebbüs etti.

He attempted to escape.

Mahkumlar kaçmaya çalıştı.

The prisoners tried to escape.

Tom kaçmaya çalışıyordu.

- Tom was trying to escape.
- Tom tried to escape.
- Tom tried to run.

Neden kaçmaya çalışıyorsun?

Why do you try to run away?

Tom kaçmaya çalıştı.

Tom tried to run away.

Tom kaçmaya kalkıştı.

- Tom tried to escape.
- Tom attempted to escape.

Köle kaçmaya çalıştı.

The slave tried to escape.

Mahkumlar kaçmaya çalışıyordu.

The prisoners were trying to escape.

Kaçmaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to escape?

Ben kaçmaya çalıştım.

I tried to escape.

Onlar kaçmaya çalıştı.

They tried to escape.

Köpek kaçmaya çalışıyor.

The dog is trying to escape.

Kaçmaya mı çalışıyordun?

Were you trying to escape?

Ben kaçmaya çalışmayacağım.

I won't try to escape.

Tom kaçmaya çalışmayacak.

Tom won't try to escape.

Ben kaçmaya çalışmadım.

I didn't try to escape.

Sami kaçmaya çalışıyordu.

Sami was trying to get away.

Sami kaçmaya çalıştı.

Sami tried to escape.

Kaçmaya çalışmanın faydası yok.

- It is no use trying to escape.
- It's no use trying to escape.

Tom kaçmaya çalışmadı bile.

Tom didn't even try to escape.

Tom kaçmaya çalışırken vuruldu.

Tom was shot trying to run away.

Tom kaçmaya karar verdi.

Tom decided to run away.

Tom hapishaneden kaçmaya çalıştı.

- Tom attempted to escape from jail.
- Tom tried to escape from prison.

Dan karakoldan kaçmaya çalıştı.

Dan tried to escape from the police station.

Herkes itiyordu, kaçmaya çalışıyordu.

Everyone was pushing, trying to escape.

O, gerçekten kaçmaya çalışmadı.

She didn't try to evade the truth.

Leyla onunla kaçmaya çalıştı.

Layla tried to get away with it.

Tom asla kaçmaya çalışmadı.

Tom has never tried to escape.

Tom polisten kaçmaya çalıştı.

Tom tried to escape from the police.

Onu gizlice kaçmaya çalışırken yakaladım.

I caught him trying to sneak out.

Genç kaçmaya yeltendi ama başaramadı.

The boy attempted an escape, but failed.

Çoban kaçmaya çalıştı ve vuruldu.

Shepherd tried to run and was shot.

Kaçmaya çalıştım ama beni yakaladılar.

I tried to run away, but they caught me.

Sami, polis geldiğinde kaçmaya hazırlanıyordu.

Sami was preparing to flee when the police arrived.

Tom mahkeme salonundan kaçmaya çalıştı.

Tom attempted to run out of the courtroom.

Bazıları refleks olarak kaçmaya başladı bile

some are already reflexively running away

Kapıya doğru yöneldi ve kaçmaya çalıştı.

He made for the door and tried to escape.

O beni görür görmez kaçmaya başladı.

No sooner had he seen me than he began to run away.

Tom görülmeden ofisten gizlice kaçmaya çalıştı.

Tom tried to sneak out of the office without being seen.

- Sami kaçmayı denemedi.
- Sami kaçmaya çalışmadı.

Sami didn't try to escape.

Sami kaçmaya çalıştı ama hemen yakalandı.

Sami tried to escape but he was caught immediately.

Tom en az üç kez kaçmaya çalıştı.

Tom has attempted to escape at least three times.

Lütfen kaçmaya çalışma, çünkü düşmanının gözleri tetikte.

Do not try to run away, please, because the eyes of your enemies are watchful.

Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.

The man, a father in his fifties, tries desperately to get away.

Okuldan kaçmaya ve eve erken gitmeye teşvik edildim.

I was tempted to skip class and go home early.

Kendi inançlarımızı başkalarına zorla kabul ettirmekten kaçmaya çalışmalıyız.

We should try to avoid imposing our own beliefs on others.

Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

- When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it.
- When the police stopped Tom for questioning, he tried to make a run for it.

- Tom Mary'den kaçmaya çalıştı.
- Tom Mary'den kurtulmaya çalıştı.

Tom tried to get away from Mary.

Bir çoğu ağır zırhları içinde yüzerek kaçmaya çalışıyor umutsuzca.

Many try to swim in their heavy armour, desperate to get away.

Karşı bilgiççe kan davası , onu Ruslara kaçmaya itti. Berthier, Leipzig

Jomini, Ney’s talented chief of staff,  drove him to defect to the Russians.

Bir İspanyol ordusunu bozguna uğratarak düşmanı iki yöne kaçmaya gönderdi.

army at the Battle of Tudela, sending  the enemy fleeing in two directions.

Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers.

- Tom kaçmaya çalıştı, ama enselendi.
- Tom firara teşebbüs etti, ama yakalandı.

Tom tried to escape, but he got caught.

Artık İber ordusu tüm uyumunu kaybetmişti ve kabile savaşçıları yığınla kaçmaya başlamıştı.

By now the Iberian army lost all cohesion and the mass of tribal warriors started fleeing.

Hüzünlenmeyi seviyorum. Çoğu insanın üzücü duygudan kaçmaya çalıştığını biliyorum. Fakat sanırım bu yanlış.

I like to feel sad. I know that most people try to avoid any kind of sad feeling. But I think that is wrong.

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

With a heart-stopping near miss after near miss, one by one vehicles try to escape the bone-crushing beast.