Translation of "Jim" in English

Jim Kanadalıdır.

Jim is Canadian.

Jim nerede?

Where is Jim?

Hey, Jim!

Hey, Jim!

Hadi, Jim.

Come on, Jim.

Teşekkürler, Jim.

Thanks, Jim.

Jim güvende.

Jim is safe.

- Onu Jim diye çağırırlar.
- Ona Jim derler.

They call him Jim.

Jim doktoru seviyor.

Jim likes the doctor.

Jim sözünün adamı.

Jim is a man of his word.

Jim kapıyı açar.

Jim opens the door.

Jim evimde kalmıştı.

Jim had stayed at my house.

Jim bahçeyi suluyor.

Jim is watering the garden.

Jim Japonca okuyabilir.

Jim can read Japanese.

Benim adım Jim.

My name is Jim.

Jim elini kaldırdı.

Jim raised his hand.

Jim bugün gelmeyecek.

Jim will not come today.

Jim Londra'ya gitti.

Jim has gone to London.

Jim henüz gelmedi.

Jim hasn't come yet.

Jim kamerasını çaldırdı.

Jim had his camera stolen.

Jim babasına benzer.

Jim resembles his father.

Jim ağaçtan indi.

Jim got down from the tree.

Pencereyi kapa, Jim.

Shut the window, Jim.

Sıra sende, Jim.

It's your turn, Jim.

İşte sihirbaz Jim.

It's Jim the magician.

Güzel iş, Jim.

Nice work, Jim.

Jim çok kirli.

Jim is so dirty.

Jim kurtarmaya geldi.

Jim came to the rescue.

"Kim o?" "Jim."

"Who is it?" "It's Jim."

- Jim mektubu Betty'ye yazdı.
- Jim mektubu Betty için yazdı.

Jim wrote the letter for Betty.

Tom Jim kadar uzundur.

Tom is as tall as Jim.

Jim kadar hızlı koşarım.

I run as fast as Jim.

Jim, derhal hastaneye yatırılmalı.

Jim must be hospitalized at once.

Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.

Jim was afraid of physical labor.

Jim anahtarı kilide koydu.

Jim put the key into the lock.

Jim hâlâ gelmedi mi?

Hasn't Jim arrived yet?

Jim için çikolata aldım.

I bought the chocolate for Jim.

Jim de partiye geliyor.

- Jim is coming to the party, too.
- Jim's coming to the party, too.

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

Jim is learning how to drive a car.

Jim hemen hastaneye gitmelidir.

Jim must go to the hospital immediately.

Jim mektubu Betty'ye yazdı.

Jim wrote the letter for Betty.

Onu Jim diye çağırırlar.

They call him Jim.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

Jim left Paris yesterday.

Jim henüz eve dönmedi.

Jim hasn't come home yet.

Jim henüz eve gelmedi.

- Jim hasn't come home yet.
- Jim has not yet returned home.

Jim kadar hızlı koşamam.

I cannot run as fast as Jim.

Jim geceye kadar çalışır.

Jim studies far into the night.

Jim Japonya'yı sevmeyi öğrendi.

Jim has learned to like Japan.

Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.

Jim answered my question without difficulty.

Jim öfkesine hâkim olabildi.

- Jim was able to hold back his anger.
- Jim managed to control his anger.

Jim arabasının üzerinde çalışıyor.

Jim is at work on his car.

Jim sınavı geçmekle öğünüyor.

Jim boasts of having passed the exam.

Jim bana korkak dedi.

Jim called me a coward.

Jim teklifini kabul edecektir.

Jim will accept your proposal.

Jim henüz evde değil.

Jim hasn't been home yet.

Jim davul çalmayı seviyor.

Jim likes to play the drum.

Jim okula otobüsle gider.

Jim goes to school by bus.

Jim Julie'yi kolundan yakaladı.

Jim seized Julie by the arm.

Jim James'in kısa şeklidir.

Jim is short for James.

Jim benim evimde kaldı.

Jim stayed at my house.

Jim hâlâ dönmedi mi?

Hasn't Jim returned yet?

Partiye Jim de geliyor.

Jim's coming to the party, too.

Jim ters yüz uçabilir.

Jim can fly upside down.

Sadece Jim hakkında konuşuyorduk.

We were just talking about Jim.

Jim hepimizi görmezden geldi.

Jim ignored all of us.

Jim bir uçak kaçırdı.

Jim highjacked a plane.

Jim elma sevmez, değil mi?

Jim doesn't like apples, does he?

Jim yorucu bir hafta geçirdi.

Jim has had an exhausting week.

Ben avukat değil doktorum, Jim.

I'm a doctor, Jim. Not a lawyer.

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim is crazy about his girlfriend.

Keşke Jim kendisi gibi davransa.

I wish Jim would behave himself.

Tom ve Jim aynı boydalar.

Tom and Jim are the same height.

Jim iskeleden balık tutmaya gitti.

Jim went fishing from the pier.

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

Jim accompanied her on the piano.

Jim onunla aynı yıl doğdu.

Jim was born in the same year as he.

Haber geldiğinde Jim sevinçle sıçradı.

Jim jumped for joy when the news came.

Jim yedinci rauntta nakavt oldu.

Jim was counted out in the seventh round.

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

Jim suggested that the teacher might be wrong.

Jim kendi görüşünde ısrar ediyor.

Jim persists in his opinion.

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

Jim attributes his success to hard work.

Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.

Jim was caught cheating in the examination.

Jim bana bir taksi çağırdı.

Jim called me a cab.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

Jim studies as hard as his brother does.

Jim, finaller için sıkı çalışıyor.

Jim is studying hard for his finals.

Jim Ron kadar hızlı koşar.

Jim runs as fast as Ron.

"Jim okula nasıl gidiyor?" "Otobüsle."

"How does Jim go to school?" "He goes by bus."

Jim topa çok sert vurdu.

Jim kicked the ball very hard.