Translation of "Doktoru" in English

Doktoru aramalıyız.

We should call the doctor.

Doktoru ara.

Call the doctor.

Doktoru getirtmeliyim.

I must send for the doctor.

Doktoru çağırın!

Send for the doctor!

- Doktoru çağırsak iyi olur.
- Doktoru çağırmalıyız.

We'd better call the doctor.

Doktoru çabucak geldi.

His doctor came with all speed.

Jim doktoru seviyor.

Jim likes the doctor.

Doktoru ziyaret etmelisin.

You should pay the doctor a visit.

Doktoru aradın mı?

Did you call the doctor?

Hemen doktoru arayın.

Call the doctor right away.

Derhal doktoru görebilirsin.

You may as well see the doctor at once.

Biz doktoru aramalıyız.

We should call the doctor.

Ben doktoru çağırttım.

- I've sent for a doctor.
- I've sent for the doctor.

Gidip doktoru arayacağım.

I'll go and call the doctor.

Hastayım. Doktoru arar mısın?

I'm sick. Will you send for a doctor?

Doktoru ona dinlenmesini emretti.

His doctor ordered him to rest.

Doktoru ziyaret etmekten korkma!

Don't be afraid of seeing the doctor.

Ateşi yükselirse doktoru çağır.

If her temperature goes up, send for the doctor.

Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.

I must pay a visit to the doctor tomorrow.

Hangi doktoru kastettiğini bilmiyorum.

I don't know which doctor she meant.

Şimdi doktoru görebilir miyiz?

Can we see the doctor now?

Doktoru aramamıza gerek yoktu.

We needn't have called the doctor.

Doktoru görmen gerekir. Acilen!

You need to see the doctor. Urgently!

Tom'un doktoru görmesi gerekiyordu.

Tom needed to see the doctor.

Ben doktoru ziyaret etmeliyim.

I must pay a visit to the doctor.

O bir çocuk doktoru.

He's a pediatrician.

Doktoru çağırmaya gerek yoktu.

There was no need to call the doctor.

Tom bir göz doktoru.

Tom is an ophthalmologist.

Doktoru aramam gerekiyor mu?

Should I call the doctor?

Bir doktoru görmen gerekir.

You should go see a doctor.

Sizden hanginiz Tom'un doktoru?

Which one of you is Tom's doctor?

Tom bir çocuk doktoru.

Tom is a pediatrician.

Onun doktoru doğa anadır.

His doctor is Mother Nature.

Bir doktoru görmek istiyorum.

I want to see a doctor.

- Tom'un doktoru sigarayı bırakmasını söyledi.
- Tom'un doktoru sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

Tom's doctor has told him to quit smoking.

- Mary'nin doktoru sigarayı bırakmasını söyledi.
- Mary'nin doktoru sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

Mary's doctor told her to quit smoking.

Bir an, doktoru evden arayıp

Fleetingly, she considers calling the doctor at home,

Solgun görünüyorsun. Doktoru arayayım mı?

You look pale. Shall I call the doctor?

Doktoru ona alkol içmemesini söyledi.

His doctor told him not to drink alcohol.

Bu vakitte doktoru rahatsız edemem.

I cannot disturb the doctor at this time.

Doktoru ona içkiyi azaltmasını söyledi.

His doctor told him to cut down on drinking.

Bir doktoru görmeye gitmeni istiyorum.

I want you to go see a doctor.

Doktoru görmek için seninle gideceğim.

I'll go with you to see the doctor.

Annenin doktoru seninle konuşmak istiyor.

Your mother's doctor wants to talk to you.

Yapacak ilk şey doktoru çağırmaktı.

The first thing to do was call for the doctor.

Senin yerinde olsam doktoru ararım.

If I were you I would call the doctor.

Telefonu al ve doktoru ara.

You get on the phone and call the doctor.

Kısa zamanda doktoru görmek istiyorum.

I'd like to see the doctor soon.

Bir gün doktoru görmeye gitti.

One day he went to see the doctor.

Doktoru arayıp randevu almanız gerekir.

You have to call the doctor and make an appointment.

Diş doktoru dişlerimi tedavi etti.

The dentist treated my teeth.

Doktoru Mary'ye sigarayı bırakmasını söyledi.

- Mary's doctor told her to give up smoking.
- Mary's doctor told her to quit smoking.

Sigorta olmadan bir doktoru göremezsiniz.

Without insurance, you cannot see a doctor.

Tom'un diş doktoru olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a dentist.
- I know Tom is a dentist.

Doktoru Mennad'ı bir psikoloğa gönderdi.

Mennad's doctor sent him to a psychologist.

Doktoru tarafından yataktan çıkmaması söylendi.

He was told by his doctor to remain in bed.

- Doktoru ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
- Doktoru ona sigarayı bırakması tavsiyesinde bulundu.

His doctor advised him to give up smoking.

- Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.
- Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

An apple a day keeps the doctor away.

- Doktoru onu bir uzmana sevk etmek istiyor.
- Doktoru, onu bir uzmana göndermek istiyor.

Her doctor wants to refer her to a specialist.

- Mary'nin doktoru sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Mary'nin doktoru sigara içmeyi bırakması gerektiğini söyledi.

Mary's doctor told her that she should quit smoking.

Tom'un doktoru onu bir kardiyoloğa gönderdi.

Tom's doctor referred him to a cardiologist.

Tom'un doktoru ona şekeri azaltmasını önerdi.

Tom's doctor suggested that he cut down on sugar.

Ben senin yerinde olsaydım, doktoru arardım.

If I were in your place, I would call the doctor.

Günde bir elma doktoru uzak tutar.

One apple a day keeps the doctor away!

Doktoru ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

- His doctor advised him to give up smoking.
- His doctor advised him to quit smoking.

Bu taklitçi bir doktoru taklit etti.

- This imposter impersonated a doctor.
- This fraud impersonated a doctor.

Ateşim olduğu için annem doktoru aradı.

My mother called the doctor because I had a temperature.

Yeme ve içme, doktoru zengin yapar.

Eating and drinking makes the doctor rich.

Bir an önce bir doktoru görmeliyim.

I must see a doctor at once.

Tom'un doktoru ona sigarayı bırakmasını söyledi.

- Tom's doctor told him to give up smoking.
- Tom's doctor told him to quit smoking.

Kızımın ateşi var. Doktoru aramam gerekir.

My daughter has fever. I should call the doctor.

Doktoru görnek için ne kadar bekledin?

How long did you wait to see the doctor?

İyi bir diş doktoru biliyor musun?

Do you know of any good dentists?

Tom'a doktoru tarafından yatakta kalması söylenildi.

- Tom was told by his doctor to remain in bed.
- Tom's doctor told him to remain in bed.
- Tom's doctor told Tom to remain in bed.

O konuda bir doktoru gördün mü?

Have you seen a doctor about that?

Tom'a doktoru tarafından yatakta kalması söylenmedi.

Tom wasn't told by his doctor to remain in bed.

Tom'un doktoru ona sağlam raporu verdi.

Tom's doctor gave him a clean bill of health.

Doktoru Tom'a sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

Tom's doctor advised him to give up smoking.

Mary'nin doktoru sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.

Mary's doctor told her that she should quit smoking.

En kısa sürede doktoru görmeye gelmek istiyorum.

I'd like to come to see the doctor as soon as possible.

O, doktoru görmek için randevu almak istiyor.

She would like to make an appointment to see the doctor.

Tom'un doktoru ona egzersiz yapmasını tavsiye etti.

Tom's doctor advised him to exercise.

Doktoru tarafından Tom'a içkiyi bırakması tavsiye edildi.

Tom was advised by his doctor to give up drinking.

Mary'nin doktoru ona egzersiz yapmasını tavsiye etti.

Mary's doctor advised her to exercise.

Babası hayvan doktoru olan bir arkadaşım var.

- I have a friend whose father is an animal doctor.
- I have a friend whose father is a veterinarian.

Günde bir çikolata parçası doktoru uzak tutar.

A piece of chocolate a day keeps the doctor away.

Tom'un doktoru ona sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom's doctor told him that he should quit smoking.
- Tom's doctor told him he should quit smoking.

Bunun için bir doktoru görmeye gitmen gerekir.

You should go see a doctor for that.

Bir birlik ordusu doktoru savaşı uzaktan izledi.

A Union army doctor watched the battle from a distance.

doktoru evindeyken son aradığında yetenekleriyle ilgili yapmış olduğu

she recalls his disparaging comments about her abilities,

Oradaki doktoru işlemin her aşamasında adım adım yönlendirebilir.

guiding and mentoring a local doctor through the procedure step by step.

Tom'un doktoru ona şeker alımını azaltmasını tavsiye etti.

Tom's doctor advised him to cut down on his sugar intake.

Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.

If your illness becomes worse, call in a specialist.

Tom'un doktoru ona içki içmeyi durdurmasını tavsiye etti.

- Tom's doctor advised him to stop drinking.
- Tom's doctor advised Tom to stop drinking.