Translation of "Istemediğin" in English

0.007 sec.

Examples of using "Istemediğin" in a sentence and their english translations:

Yalnız kalmak istemediğin için.

It's because you don't want to be alone.

Yapmamı istemediğin sürece onu yapmayacağım.

I won't do that unless you want me to.

Yapmak istemediğin bir şeyi yapma.

Don't do anything you don't want to do.

Yapmak istemediğin şey Tom'u kızdırmak.

What you don't want to do is make Tom angry.

Yapmamı istemediğin bir şeyi yapmayacağım.

I'm not going to do anything you don't want me to.

Gitmek istemediğin için seni suçlamıyorum.

I don't blame you for not wanting to go.

Beni burada istemediğin hissine kapılıyorum.

I get the feeling that you don't want me here.

Bana işi istemediğin mi söylüyorsun?

Are you telling me that you don't want the job?

Eğer istemediğin bir şeyin olacağını umuyorsan

If you're expecting something you don’t want,

Yapmak istemediğin hiçbir şeyi sana yaptırmayacağım.

I won't make you do anything you don't want to.

İstemediğin bir şeyi yapmak zorunda değilsin.

- You don't have to do anything you don't want to.
- You don't have to do anything that you don't want to.

Bazen istemediğin şeyleri yapmak zorunda olursun.

Sometimes you have to do things you don't want to do.

Bulmak istemediğin bir şeyi aramaya gitme.

Don't go looking for something you don't want to find.

Yapmak istemediğin bir şeyi yapmanı bekleyemeyiz.

We wouldn't expect you to do anything you didn't want to do.

İstemediğin bir şeyi yemek zorunda değilsin.

You don't have to eat anything you don't want to.

Artık bana yardım etmek istemediğin belli.

It's apparent that you don't want to help me anymore.

Demek istemediğin hiçbir şeyi söylemeni istemiyorum.

I don't want you to say anything that you don't mean.

Tom sana yapmak istemediğin bir şey yaptırmayacak.

Tom isn't going to make you do anything you don't want to do.

Bunu benim için yapmak istemediğin oldukça aşikar.

It's quite apparent that you don't want to do this for me.

Gitmek istemediğin bir köye giden yolu sorma.

Don't ask the way to a village you don't want to go to.

Hakkında konuşmak istemediğin bir şey var mı?

Is there something that you don't want to talk about?

Özellikle görmek istemediğin bir şey var mı?

Is there something in particular that you want to see?

Özellikle öğrenmek istemediğin bir şey var mı?

Is there something in particular that you want to learn?

Özellikle bilmek istemediğin bir şey var mı?

Is there something in particular that you want to know?

Tom'un bilmesini istemediğin bir şeyi bana söyleme.

Don't tell me anything you don't want Tom to know.

İstemediğin bir şeyi bana söylemek zorunda değilsin.

You don't have to tell me anything you don't want to.

Tom sen ondan istemediğin sürece şarkı söylemeyecek.

Tom won't sing unless you ask him to.

Yemek istemediğin bir şey yemek zorunda değilsin.

- Tom said it wasn't him who told Mary she had to do that.
- Tom said that it wasn't him who told Mary she had to do that.

Odanda benim görmemi istemediğin bir şey var mı?

Is there something in your room you don't want me to see?

Bazen sadece yapmak istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalırsın.

- Sometimes you just have to do things you don't want to do.
- Sometimes you just have to do things that you don't want to do.

Nereye olduğunu sormak istemediğin uzak bir yere gidiyorum.

I am going to a distant place, you don't want to ask where.

Yapmak istemediğin bir şeyi sana yaptırma isteğim yok.

I have no wish to make you do anything you don't want to do.

Açık ki, yapmak istemediğin bir şeyi yapmaya zorlayamam seni.

Obviously, I can't force you to do something you don't want to do.

Kesinlikle yapmak istemediğin bir şey Tom'dan ödünç para almaktır.

One thing you definitely don't want to do is borrow money from Tom.

Umarım Tom seni yapmak istemediğin bir şeyi yapmaya zorlamaz.

I hope Tom isn't pressuring you to do anything you don't want to do.

Onu yapmak isteyip istemediğin benim için hiç fark etmez.

It makes no difference whether you want to do it or not.

Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun.

Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.

Casuslar senin onların bilmesini istemediğin şeyleri bilmek için işlerini yaparlar.

Spies make it their business to know things that you don't want them to know.

Benim bilmemi istemediğin şeyi bilmiyorum. Yani neyi bilmek istediğimi bilmiyorum.

I don't know what you don't want me to know, so I don't know what I want to know.

Başkalarının bilmesini istemediğin bir şeyi bana söyleme. Sır saklamada iyi değilim.

Don't tell me anything you don't want others to know. I'm not good at keeping secrets.

- Sen istemedikçe dansa gitmemen gerekir.
- İstemediğin sürece dansa gitmek zorunda değilsin.

You do not have to go to the dance unless you want to.

- Başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran.
- Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma.
- Başkalarının sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran.

- Do unto others as you would have them do unto you.
- Do unto others as you would have others do unto you.