Translation of "Ilgilenmeye" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ilgilenmeye" in a sentence and their english translations:

O, matematikle ilgilenmeye başladı.

He became interested in mathematics.

Yarın onunla ilgilenmeye çalışacağım.

I'll try to deal with that tomorrow.

Sami İslam'la ilgilenmeye başladı.

Sami became interested in Islam.

Sami tasavvufla ilgilenmeye başladı.

Sami became interested in Sufism.

- Tom eski Mısır bilimi ile ilgilenmeye başladı.
- Tom ejiptoloji ile ilgilenmeye başladı.

Tom became interested in Egyptology.

Matematikle gittikçe daha az ilgilenmeye başladım.

I became less and less interested in mathematics.

Mae çok gençken bilimle ilgilenmeye başladı.

Mae became interested in science when she was very young.

Tom sorunlarla kendisi ilgilenmeye karar verdi.

Tom decided to take matters into his own hands.

- Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.
- Tom, sanat tarihiyle derinden ilgilenmeye başladı.

Tom became deeply interested in art history.

O gençken Valentina paraşütle atlamayla ilgilenmeye başladı.

Valentina became interested in parachute jumping when she was young.

Tom çok gençken fırında pişirmekle ​​ilgilenmeye başladı.

Tom became interested in baking when he was very young.

- Tom arkeolojiye merak sardı.
- Tom arkeolojiyle ilgilenmeye başladı.

Tom became interested in archaeology.

O bir ilkokul öğretmeni bu yüzden o çocuklarla ilgilenmeye alışkın.

He is a primary school teacher, so he is used to dealing with children.

Bir sorunla ilgilenmeye doğru ilk adım onun var olduğunu kabul etmektir.

The first step towards dealing with a problem is accepting that it exists.

Nicolaus Copernicus İtalya'da bir üniversite öğrencisi iken astronomi ile ilgilenmeye başladı.

Nicolaus Copernicus became interested in astronomy while he was a university student in Italy.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil became interested in Islam.

Jocelyn Bell 1943 yılında Kuzey İrlanda'da doğdu. Babası okumayı seven bir mimardı. Jocelyn sık sık babasının kitaplarını ödünç alırdı. Onun okuması sayesinde, Jocelyn astronomi ilgilenmeye başladı.

Jocelyn Bell was born in 1943 in Northern Ireland. Her father was an architect who loved to read. Jocelyn would often borrow her father's books. Through her reading, Jocelyn became interested in astronomy.