Translation of "Ihtiyar" in English

0.002 sec.

Examples of using "Ihtiyar" in a sentence and their english translations:

İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.

The old man's anger melted.

- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.

The man is old.

Ben bir ihtiyar delikanlıyım.

I'm young at heart.

Tom huysuz bir ihtiyar.

Tom is a cranky old man.

Tom harika bir ihtiyar.

Tom is an amazing old man.

Tom huysuz yaşlı bir ihtiyar.

Tom is a grouchy old man.

İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.

The elders decided to expel him from the village.

Bu, hayatı sevmenin yollarından biri. Ben ihtiyar bir adamım,

It's a way to love life. I am an old man,

O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.

I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.

- Yaşlı bir adam girişte biletleri kontrol ediyordu.
- Kapıda ihtiyar bir adam biletlere bakıyordu.

An old man was at the gate checking the tickets.