Translation of "Hissettiğimi" in English

0.010 sec.

Examples of using "Hissettiğimi" in a sentence and their english translations:

Hissettiğimi değiştiremem.

I can't change what I feel.

Nasıl hissettiğimi düşünüyorsun?

- How do you think I feel?
- How do you think I felt?

Nasıl hissettiğimi bilmiyorum.

I don't know how I feel.

Nasıl hissettiğimi biliyorum.

I know how I feel.

Ne hissettiğimi biliyorum.

I know what I feel.

Nasıl hissettiğimi anlayamazsın.

You can't understand how I feel.

- Nasıl hissettiğimi bilmenizi istedim.
- Nasıl hissettiğimi bilmeni istedim.

I wanted you to know how I feel.

- Tom'a iyi hissettiğimi söyle.
- Tom'a kendimi iyi hissettiğimi söyle.

- Tell Tom I feel OK.
- Tell Tom that I feel OK.

Nasıl hissettiğimi tarif edemem.

I can't describe how I felt.

Ne hissettiğimi bilmeni istedim.

I wanted you to know how I felt.

Ne hissettiğimi kimse bilemez.

Nobody knows how I feel.

Nasıl hissettiğimi biliyor musun?

Do you know how I feel?

Tom ne hissettiğimi bilmiyor.

Tom doesn't know how I feel.

Bir şey hissettiğimi biliyordum.

I knew I felt something.

Tom ne hissettiğimi biliyordu.

Tom knew what I felt.

Nasıl hissettiğimi Tom'a söylemeliydim.

- I should've told Tom how I felt.
- I should have told Tom how I felt.

Nasıl hissettiğimi gerçekten anlamıyorsun.

You don't really understand how I feel.

Nasıl hissettiğimi Mary'ye söyleyemem.

I can't tell Mary how I feel.

Şimdi nasıl hissettiğimi biliyorsun.

Now you know how I feel.

Onlara iyi hissettiğimi söyle.

Tell them I feel fine.

Ona iyi hissettiğimi söyle.

Tell him I feel fine.

Tom'a iyi hissettiğimi söyle.

Tell Tom I feel fine.

Nasıl hissettiğimi sana söyleyeyim.

Let me tell you how I feel.

Bu nasıl hissettiğimi değiştirmiyor.

That doesn't change how I feel.

Nasıl hissettiğimi asla anlayamazsın.

You will never understand how I feel.

Nasıl hissettiğimi bilmek mi istiyorsun?

Do you want to know how I feel?

Nasıl hissettiğimi hiç kimse anlamıyor.

No one understands how I feel.

Senin hakkında nasıl hissettiğimi biliyorsun.

You know how I feel about you.

Ne hissettiğimi anlatabilecek kelime bulamıyorum.

I can't find the word to express what I feel.

Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

I find it necessary to be able to say what I feel.

Tom nasıl hissettiğimi gerçekten anlamıyor.

Tom doesn't really understand how I feel.

Onun hakkında nasıl hissettiğimi düşünüyorsun?

How do you think I feel about it?

Gerçekten nasıl hissettiğimi sana söyleyeyim.

Let me tell you how I really feel.

Bu konuda ne hissettiğimi bilmiyorum.

I don't know how I feel about it.

Ne hissettiğimi bilmene izin vermeliyim.

I must let you know how I feel.

Tom nasıl hissettiğimi bildiğini söyledi.

- Tom said he knew how I felt.
- Tom said that he knew how I felt.

Nasıl hissettiğimi bilmek istemiyor musun?

Don't you want to know how I feel?

Tom'a nasıl hissettiğimi çoktan anlattım.

I've already told Tom how I feel.

Tom'a aynı şekilde hissettiğimi söylemeliydim.

- I should've told Tom I felt the same way.
- I should've told Tom that I felt the same way.
- I should have told Tom I felt the same way.

Gerçekten nasıl hissettiğimi Tom'a söylemeye çalışıyorum.

I've been trying to tell Tom how I really feel.

Sanırım senin hakkında ne hissettiğimi biliyorsun.

I think you know how I feel about you.

Tom hakkında nasıl hissettiğimi neden anlayamıyorsun?

Why can't you understand how I felt about Tom?

Onun hakkında ne hissettiğimi Tom'a söylememeliydim.

I shouldn't have told Tom how I felt about him.

Nasıl hissettiğimi sana söylemem gerekiyor mu?

Am I supposed to tell you how I feel?

Sen nasıl hissettiğimi anlayan tek kişisin.

You're the only one who understands how I feel.

Tom Mary hakkında nasıl hissettiğimi biliyor.

Tom knows how I feel about Mary.

Kimse bana nasıl hissettiğimi hiç sormadı.

No one ever asked me how I felt.

Doğru kelimeleri bulabilseydim ona nasıl hissettiğimi söylerdim.

If I could only find the right words, I would tell her how I feel.

O zamanlar kendimi çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum.

I recall feeling so good at that time.

Nasıl hissettiğimi Tom'a söylemem gerektiğini düşünüyor musun?

Do you think I should tell Tom how I feel?

Kendimi Boston'da çok güvende hissettiğimi söylemek zorundayım.

I have to say I felt very safe in Boston.

Sadece nasıl hissettiğimi bilmenize izin vermek istedim.

I just wanted to let you know how I feel.

Hava soğuduğunda neden çok yalnız hissettiğimi merak ediyorum.

I wonder why I feel so lonely when it gets cold.

Tom, Mary hakkında ne hissettiğimi tam olarak bilir.

Tom knows exactly how I feel about Mary.