Translation of "Hazırlıyor" in English

0.017 sec.

Examples of using "Hazırlıyor" in a sentence and their english translations:

Yemek hazırlıyor.

She's cooking.

Meg kahvaltı hazırlıyor.

Meg is preparing breakfast.

O, kahvaltı hazırlıyor.

- She's getting breakfast ready.
- She is getting breakfast ready.

Annem kahvaltı hazırlıyor.

My mother is preparing breakfast.

Tom kahvaltı hazırlıyor.

- Tom is making breakfast.
- Tom's cooking breakfast.
- Tom is getting breakfast ready.

Tom bavul hazırlıyor.

Tom is packing.

Tom içecekleri hazırlıyor.

Tom is preparing drinks.

Tom kahve hazırlıyor.

Tom is preparing coffee.

O kahvaltıyı hazırlıyor.

- She's getting breakfast ready.
- She is getting breakfast ready.

Tom tekneyi hazırlıyor.

Tom is getting the boat ready.

Tom masayı hazırlıyor.

Tom is setting the table.

- Tom bize kahvaltı hazırlıyor.
- Tom bizim için kahvaltı hazırlıyor.

Tom is making breakfast for us.

Annem akşam yemeği hazırlıyor.

Mother is preparing supper.

Anne öğle yemeği hazırlıyor.

Mother is preparing lunch.

Tom akşam yemeğini hazırlıyor.

Tom is getting dinner ready.

O, şimdi belgeyi hazırlıyor.

He is making the document now.

Annem akşam yemeğini hazırlıyor.

- My mother is preparing dinner.
- My mother is preparing supper.

Tom akşam yemeği hazırlıyor.

Tom is preparing supper.

Tom mutfakta kahvaltı hazırlıyor.

- Tom is in the kitchen preparing breakfast.
- Tom is making breakfast in the kitchen.

O akşam yemeği hazırlıyor.

She is making dinner.

Annem mutfakta yemek hazırlıyor.

Mom is preparing a meal in the kitchen.

Anne akşam yemeği hazırlıyor.

Mother is preparing dinner.

Tom şimdi kahvaltı hazırlıyor.

Tom is making breakfast now.

Tom öğle yemeğini hazırlıyor.

Tom is preparing lunch.

Tom bize yemek hazırlıyor.

Tom is preparing a meal for us.

- Valizini topluyor.
- Valizini hazırlıyor.

She's packing her suitcase.

Insan kendi sonun kendisi hazırlıyor

man is preparing his own end

Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.

My wife is preparing dinner right now.

Tom yiyecek bir şey hazırlıyor.

Tom is fixing something to eat.

Yiyecek bir şey hazırlıyor musun?

Are you making something to eat?

Tom mutfakta akşam yemeğini hazırlıyor.

Tom is in the kitchen making dinner.

Tom mutfakta akşam yemeği hazırlıyor.

Tom is preparing dinner in the kitchen.

Tom alt katta bavul hazırlıyor.

Tom is upstairs packing.

Tom kendini en kötüsüne hazırlıyor.

Tom expects the worst.

Kim onlar için kahvaltı hazırlıyor?

Who makes breakfast for them?

Tom mutfakta öğle yemeği hazırlıyor.

Tom is in the kitchen preparing lunch.

Sami, Mısır'da bir düğün hazırlıyor.

Sami is in Egypt, attending a wedding.

Tom kendine yiyecek bir şey hazırlıyor.

Tom is making himself something to eat.

Tom, Mary için bir aperitif hazırlıyor.

Tom is making a snack for Mary.

"Tom nerede?" - "Diğer odada, valizlerini hazırlıyor."

"Where's Tom?" - "In the other room, packing his bags."

Anne şu anda akşam yemeği hazırlıyor.

Mom is fixing supper now.

Tom akşam yemeği için masayı hazırlıyor.

Tom is setting the table for dinner.

Tom akşam yemeği hazırlıyor, değil mi?

Tom is making dinner, isn't he?

Tom mutfakta bize yiyecek bir şey hazırlıyor.

Tom is in the kitchen making us something to eat.

Pişirilmiş gıda üreticileri tüketiciye yemeği kendileri hazırlıyor izlenimini vermektedir.

Pre-cooked food manufacturers give the consumer the impression that they themselves prepare the food.

Tüm Dünya'da aynı sorun var. Gözle görünmeyen küçücük virüs sonumuzu hazırlıyor.

There is the same problem all over the world. The tiny invisible virus prepares our end.