Translation of "Hazırlıklı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Hazırlıklı" in a sentence and their english translations:

Hazırlıklı olmalıyım.

I need to be prepared.

Hazırlıklı geldim.

I came prepared.

Anlamaya hazırlıklı değil.

about rates of change in data.

Hazırlıklı olmak zorundayız.

We have to be prepared.

Biz hazırlıklı olmalıyız.

- We have to be prepared.
- We need to be prepared.

Siz hazırlıklı olmalısınız.

You need to be prepared.

Hazırlıklı olmaktan hoşlanırım.

I like to be prepared.

Tom hazırlıklı görünüyor.

Tom seems to be prepared.

Tom oldukça hazırlıklı.

Tom is quite prepared.

Şimdi, hazırlıklı olunmalı.

Now, one has to be well-prepared.

Tom hazırlıklı görünüyordu.

Tom seemed prepared.

- Kendini hazırla!
- Hazırlıklı ol.

Be prepared.

Bunu için hazırlıklı değildik.

We weren't prepared for this.

Hazırlıklı bir konuşma yaptım.

I had a speech ready.

Durmak için hazırlıklı ol.

Be prepared to stop.

Olanlar için hazırlıklı olmalısın.

You have to be prepared for whatever happens.

Sorun için hazırlıklı olmalıyız.

We need to be prepared for trouble.

Bunun için hazırlıklı değiller.

They're not prepared for this.

Red için hazırlıklı olun.

Be prepared for the rejection.

Sınava hazırlıklı olduğumu sanmıyorum.

I don't think I'm prepared for the exam.

Her şeye hazırlıklı olmalıyız.

We have to be prepared for everything.

Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.

We ought to be ready for whatever comes.

Ben sadece hazırlıklı olmak istiyorum.

I just want to be prepared.

Bunun için tamamen hazırlıklı değilim.

I was totally unprepared for this.

Bu durum için hazırlıklı olmalıyız.

We should be prepared for that contingency.

Olmamız gerektiği kadar hazırlıklı değildik.

- We weren't as prepared as we should've been.
- We weren't as prepared as we should have been.

Gelecek sefere daha hazırlıklı olacağız.

We'll be better prepared next time.

Tom onun için hazırlıklı değildi.

Tom hadn't been prepared for that.

Biz onun için hazırlıklı değiliz.

We're not prepared for that.

Daha fazla ödemeye hazırlıklı olmalılar.

They need to be prepared to pay more.

Onun için hazırlıklı olmak zorundayız.

We have to be prepared for that.

Tom olanlar için hazırlıklı değildi.

Tom wasn't prepared for what happened.

Bunu yapmaya gerçekten hazırlıklı değilim.

I'm not really prepared to do that.

Daha fazla ödemeye hazırlıklı olmalısınız.

You need to be prepared to pay more.

Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.

You must be prepared for an emergency.

- Tom hazır görünüyor.
- Tom hazırlıklı görünüyor.

- Tom seems prepared.
- Tom seemed prepared.

Afetlere karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız.

- We must always be prepared for disasters.
- We must always be prepared against disasters

Lütfen acil durumlar için hazırlıklı olun.

Please be prepared for emergencies.

En kötüsü için hazırlıklı olmak zorundayız.

We have to be prepared for the worst.

En kötüsü için hazırlıklı olmamız gerekiyor.

We need to be prepared for the worst.

Tom hazırlıklı değil ama Mary hazır.

Tom isn't prepared, but Mary is.

Alabora olma ihtimaline karşı hazırlıklı olmak için

And just to be prepared in case we should capsize,

Gelecek olan değişimlere hazırlıklı değiliz ve hazırlanmadık.

We are not ready and prepared for the changes that are coming.

Her zaman en kötü için hazırlıklı olmalıyız.

We must always be prepared for the worst.

O, yağmur için hazırlıklı olarak dışarı çıktı.

He went out prepared for rain.

Ama bunun nasıl azalacağı konusunda da hazırlıklı olmalıyız

but we should also be aware of how they can be reduced,

- Tom hazırlanmış gibi görünüyor.
- Görünüşe göre Tom hazırlıklı.

It looks like Tom is prepared.

- Daima en kötüsüne hazırlıklı olun.
- Her zaman en kötüsü için hazırlıklı olun.
- Her zaman en kötüsü için hazır olun.

Always be prepared for the worst.

Her izcinin de dediği gibi, önemli olan hazırlıklı olmaktır.

It's like all the scouts say, it's about being well prepared.

Tom bu sefer daha hazırlıklı bu yüzden onu yapabilmeli.

Tom is better prepared this time, so he should be able to do it.

- Ben buna tamamen hazırlıklı değilim.
- Bunun için tam olarak hazır değilim.

I'm not completely prepared for this.

- Daha fazla ödemeye hazır olman gerekiyor.
- Daha fazla ödemeye hazırlıklı olmalısınız.

You need to be prepared to pay more.

- Tom onu yapmaya gerçekten hazır değil.
- Tom onu yapmak için gerçekten hazırlıklı değil.

Tom isn't really prepared to do that.

- Tom ve ben hazırlıklı değiliz.
- Tom ve ben hazır değiliz.
- Tom ve ben hazırlanmış değiliz.

Tom and I aren't prepared.