Translation of "Havuzun" in English

Onlar havuzun etrafında güneşleniyorlar.

They're sunbathing around the pool.

Tom havuzun dibine dokunamadı.

Tom couldn't touch the bottom of the pool.

Tom havuzun kenarına yürüdü.

Tom walked to the edge of the pool.

O, havuzun yanında uzandı.

She lounged by the pool.

Havuzun yanında yaban ördekleri var.

There are mallard ducks near the pond.

Bir yüzme havuzun var mı?

Do you have a swimming pool?

Tom havuzun sığ tarafında kaldı.

Tom stayed in the shallow end of the pool.

Tom muhtemelen dışarıda havuzun yakınında.

Tom is probably outside near the pool.

havuzun üzerine bir plastik tabak koyun

put a plastic plate over the pool

Havuzun etrafında bir sürü ağaç var.

There are a lot of trees around the pond.

Onlar öğleden sonrayı havuzun etrafında geçirdiler.

They spent the afternoon around the pool.

Havuzun etrafında bazı büyük ağaçlar vardı.

There used to be some big trees around the pond.

Havuzun etrafında bir güneş gözlüğü buldum.

I found a pair of sunglasses by the swimming pool.

O kaydı ve havuzun içine düştü.

He slipped and fell in the pool.

Hey, sen! Havuzun etrafında koşmak yok!

Hey, you! No running by the pool!

Havuzun ne kadar derin olduğunu bilmiyorum.

I don't know how deep the pool is.

Tom ve Mary havuzun kenarında takılıyorlar.

- Tom and Mary are hanging out at the pool.
- Tom and Mary are hanging out by the pool.

Tom havuzun sığ tarafına doğru köpekleme yüzdü.

Tom dog paddled toward the shallow end of the pool.

Havuzun paten yapacak kadar donduğunu düşünüyor musun?

Do you think the pond is frozen hard enough to skate on?

Havuzun suyunu çektik ve temiz suyla doldurduk.

We drained the pond and filled it with fresh water.

Mary havuzun yanındaki bir şezlong üzerinde uzandı.

Mary stretched out on a lounge chair besides the pool.

Tom havuzun ne kadar derin olduğunu bilmiyor.

Tom doesn't know how deep the pool is.

Tom ve Mary havuzun yanında bir bankta oturuyordu.

Tom and Mary were sitting on a bench near the pond.

Tom bikinili güzel kadınlarla çevrili havuzun yanında yüzme şortuyla oturuyordu.

Tom sat by the pool in swimming trunks, surrounded by beautiful women in bikinis.

Tom kırmızı şarap içerek ve pahalı peynir yiyerek havuzun yanında oturdu.

Tom sat by the pool drinking red wine and eating expensive cheese.

Tom yüzmeyi sevmiyor ama çocuklarının yüzmesini izlerken havuzun kenarında oturmayı seviyor.

Tom doesn't swim, but he likes sitting by the pool watching his children swim.