Translation of "Harman" in English

- Mary buğdayı harman ediyor.
- Mary buğdayı harman yapıyor.
- Mary buğday harman ediyor.

Mary is threshing wheat.

- O, buğdayı harman ediyor.
- O, buğdayı harman yapıyor.

He is threshing wheat.

Ben buğday harman ediyorum.

I am threshing wheat.

Sen buğdayı harman ediyorsun.

You are threshing wheat.

O buğday harman ediyor.

- He is threshing wheat.
- She is threshing wheat.

Onlar buğday harman ediyorlar.

They are threshing wheat.

Çocuklarım buğday harman ediyorlar.

My children are threshing wheat.

Tüm parasını har vurup harman savurdu.

He blew all his money.

- Dağıstan güreşin beşiğidir.
- Dağıstan güreşçinin harman olduğu yerdir.

Dagestan is the Mecca of wrestling.