Translation of "Buğday" in English

Buğday olgunlaşacak.

The wheat will be ripe.

Buğday hasat ediyorum.

- I am harvesting wheat.
- I'm harvesting wheat.

Orada buğday yetiştireceğim.

I'm going to grow wheat there.

Tom buğday harmanlıyor.

Tom is threshing wheat.

Biz buğday harmanlıyoruz.

We are threshing wheat.

Buğday sıkıntısı var.

There's a wheat shortage.

Buğday hasat için hazır.

The wheat is ready for harvest.

Çiftçi tarlasına buğday ekti.

The farmer sowed his field with wheat.

Onun ailesi buğday çiftçileriydi.

His family had been wheat farmers.

Biz burada buğday yetiştiririz.

We grow wheat here.

Buğday tarlaları, millerce uzanır.

The wheat fields stretch out for miles.

Bina buğday torbalarıyla dolu.

The buildings are filled with bags of wheat.

Tom yıllardır buğday yetiştirdi.

Tom has grown wheat for many years.

Ben buğday harman ediyorum.

I am threshing wheat.

O buğday harman ediyor.

- He is threshing wheat.
- She is threshing wheat.

Onlar buğday harman ediyorlar.

They are threshing wheat.

Ben tarlama buğday ektim.

I sowed wheat in my field.

Sen tarlana buğday ektin.

You sowed wheat in your field.

O, tarlasında buğday ekti.

He sowed wheat in his field.

O, tarlasına buğday ekti.

She sowed wheat in her field.

Tom tarlasına buğday ekti.

Tom sowed wheat in his field.

Mary tarlasına buğday ekti.

Mary sowed wheat in her field.

Biz tarlamıza buğday ektik.

We sowed wheat in our field.

Onlar tarlalarına buğday ekti.

They sowed wheat in their field.

Bu alan buğday dolu.

This field is full of wheat.

Kanada iyi buğday üretir.

Canada produces good wheat.

Çocuklarım buğday harman ediyorlar.

My children are threshing wheat.

- Çavdar, buğday ve arpa, hububattırlar.
- Çavdar, buğday ve arpa, tahıldırlar.

Rye, wheat, and barley are cereals.

Eli bir buğday sapı kavramış,

Hand grasping a wheat stalk,

Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.

- The farmer seeded the field with wheat.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.

Rusya Amerika'dan buğday ithal etti.

Russia imported wheat from the United States.

Bazı insanlarda buğday alerjisi vardır.

Some people are allergic to wheat.

Biraz kıyılmış buğday ister misin?

Do you want some shredded wheat?

İki ay içinde buğday yemedim.

I have not eaten wheat in two months.

Buğday eskiden beridir bereket olarak görünür

Wheat has been seen as fertility for a long time

Buğday bu yıl çok iyi geliyor.

The wheat is coming very well this year.

Kanada'da buğday fiyatlarının azalacağı tahmin edilmektedir.

Canadian wheat prices are forecast to decrease.

Ramen, Çin kökenli bir buğday şehriyesidir.

Ramen is a wheat noodle of Chinese origin.

Kötü buğday hep kötü ekmek yapar.

Bad wheat always makes poor bread.

Abd dünyanın her yanına buğday ihraç eder.

The United States of America export wheat throughout the world.

Arpa ve buğday köyün etrafındaki tarlalarda büyür.

Barley and wheat grow in the fields around the village.

Tom ve köpeği bir buğday tarlasıyla karşılaştılar.

Tom and his dog ran across a wheat field.

Birleşik Devletler tüm dünyaya buğday ihraç eder.

The United States exports wheat all over the world.

Korona virüsü yüzünden üretilemeyen buğday sonucu un olmayacak

There will be no flour as a result of wheat that cannot be produced due to the corona virus.

Onlar buğday hasadının bu yıl iyi olacağını umuyorlar.

They're hoping the wheat harvest will be good this year.

Buğday ve nohut aşı gibi şeyler yapıp dağıttığını biliyoruz

We know that things like wheat and chickpea disseminate vaccine

Modern teknoloji, basit buğday bitkisini zehirli bir canavara dönüştürdü.

Modern technology has turned the simple wheat plant into a toxic monster.

Yeni geline de bol bol çocukları olsun diye buğday saçılırdı

Wheat would be scattered so that the new bride had lots of children.

Hadi hayal edin ESSEX'de bir buğday tarlamız var, Birleşik Krallıkta.

Let’s imagine we have a wheat farm in ESSEX, in the United Kingdom.

Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.

A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.

Ekmek yapma makinemle ilk buğday ekmeği yapma denemem başarılı sonuç verdi.

My first attempt at making wheat bread with my bread machine was a success.

- Tom tam-buğday ürünlerini tercih eder.
- Tom tam taneli tahıl tercih eder.

Tom prefers whole-grain cereals.

Tostun için ne tür ekmek istersin? Beyaz, buğday, maya ya da çavdar.

What kind of bread would you like for your toast? White, wheat, sourdough, or rye?

- Mary buğdayı harman ediyor.
- Mary buğdayı harman yapıyor.
- Mary buğday harman ediyor.

Mary is threshing wheat.

- Tom çorbayı koyulaştırmak için buğday ekledi.
- Tom çorbanın kıvamını arttırmak için bulgur kattı.

Tom added wheat to thicken the soup.

Bir kaşık şeker veya küçük bir parça tam buğday ekmeği yerseniz, ekmek daha az zararlı olacaktır.

If you eat a spoonful of sugar or a small piece of whole wheat bread, it seems that the bread would be less detrimental.

"Bu bir beyaz bira mı yoksa bir buğday birası mı?" "Emin değilim."Benim Almancam yeterince iyi değil."

"Is this a white beer or a wheat beer?" "I'm not sure. My German is not good enough."