Translation of "Haşlanmış" in English

0.004 sec.

Examples of using "Haşlanmış" in a sentence and their english translations:

Ben haşlanmış soğana dayanamam.

I can't stand boiled onions!

- Patates salatası haşlanmış yumurta ister.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta konmamış.

The potato salad wants boiled eggs.

O, yumurtalarını katı haşlanmış seviyor.

She likes her eggs hard-boiled.

- Patates salatası haşlanmış yumurta ister.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta konmamış.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta da konsa hiç fena olmaz.

The potato salad wants boiled eggs.

Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim.

I have a boiled egg for breakfast every day.

Vietnamcada "haşlanmış pirinç"i nasıl söylüyorsunuz?

How do you say "steamed rice" in Vietnamese?

Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.

We ate boiled potatoes all winter.

Bu patates salatası haşlanmış yumurta istiyor.

This potato salad wants boiled eggs.

Ben çok iyi haşlanmış yumurta yaparım.

I make a very good poached egg.

Kahvaltı için haşlanmış bir yumurta istiyor musunuz?

Do you want a boiled egg for breakfast?

Her gün kahvaltı için haşlanmış yumurta yiyorum.

I eat a boiled egg for breakfast every day.

Bana haşlanmış yumurtayı nasıl pişireceğini bilmediğini mi söylüyorsun?

Are you telling me you don't know how to cook hard-boiled eggs?

Patates salatasına haşlanmış yumurta da konsa hiç fena olmaz.

The potato salad wants boiled eggs.

Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.

A bento is a small meal made of boiled rice and seaweed, that is sold in cheap wooden boxes.