Translation of "Kararıyor" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kararıyor" in a sentence and their english translations:

Hava kararıyor.

[Bear] It's getting dark now.

Gökyüzü kararıyor.

The sky is getting dark.

Bulutlar kararıyor.

The clouds are getting darker.

Hayatım kararıyor.

My life is falling apart.

Gökyüzü kararıyor?

The sky's getting darker.

Hava gittikçe kararıyor.

Definitely getting dark now.

Hava hızla kararıyor!

[Bear] It's getting dark fast!

Hava hızla kararıyor.

[Bear] It's getting dark, fast.

Dışarıda hava kararıyor.

It is getting dark outdoors.

Dışarda hava kararıyor.

- It is getting dark outside.
- It's getting dark outside.

Bulutlar kararıyor; yağmur yağacak.

The clouds are getting darker; it's going to rain.

Gitmeliyim. Hava gittikçe kararıyor.

- I must go. It's getting dark.
- I have to go. It's getting dark.

Hava kararıyor. Kampı kuralım.

It's getting dark. Let's set up the camp.

- Hava gittikçe kararıyor. İçeri geri gel.
- Hava gittikçe kararıyor. İçeriye dön.

It’s getting dark. Come back inside.

Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.

- It's getting dark little by little outside.
- It's gradually getting dark outside.
- It's slowly getting dark outside.
- It's gradually becoming dark outside.

Hava kararıyor. Haydi eve gidelim.

It is getting dark. Let's go home.

Artık saat beşte hava kararıyor.

It gets dark at five now.

Hava kararıyor. Lütfen ışığı açın.

- It's getting dark. Please turn on the light.
- It's getting dark. Please turn the light on.

Hava kararıyor. Lütfen ışığı aç.

- It's getting dark. Please turn on the light.
- It's getting dark. Please turn the light on.

Bu felaketleri gördükçe birazcık içimiz kararıyor

a little bit darker as we see these disasters

Hava iyice kararıyor. Yakında yağmur yağabilir.

It is getting darker. It may rain soon.

Hava kararıyor. Eve gitsen iyi olur.

It's getting dark. You'd better go home.

- Hava zaten kararıyor.
- Zaten karanlık oluyor.

It's already getting dark.

Hava kararıyor. Lütfen benim için ışığı yak.

It's getting dark. Please turn the light on for me.

Hava kararıyor. Yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.

It's getting dark. I wonder if it's going to rain.

Bu günlerde hava beş buçuk gibi kararıyor.

It gets dark about half past five these days.

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

Definitely getting darker now. I need to think about making camp somewhere.

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

If I was her, this is the way I'd be coming. It's getting dark now!

Bulutlar gittikçe kararıyor ve yağmur yağabilir gibi görünmeye başlıyor.

The clouds are getting darker and darker and it's beginning to look like it might rain.

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.

On the open plains, each night brings a different challenge. The African savanna is getting darker.