Translation of "Grubuyla" in English

0.004 sec.

Examples of using "Grubuyla" in a sentence and their english translations:

Tom Mary'nin grubuyla geziyor.

Tom is touring with Mary's band.

Sami grubuyla tuba çaldı.

Sami played the tuba with his band.

Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.

Tom is still touring with Mary's band.

Tom grubuyla şarkı söyleyebileceğimizi söyledi.

- Tom said we could sing with his band.
- Tom said that we could sing with his band.

Tom, Mary'nin grubuyla gitar çalmaktadır.

Tom has been playing guitar with Mary's band.

Tom, grubuyla şarkı söylememize izin vermeyecek.

Tom won't let us sing with his band.

Tom grubuyla şarkı söylememe izin verdi.

Tom let me sing with his band.

Tom, grubuyla şarkı söylememize izin vermezdi.

Tom wouldn't let us sing with his band.

- Tom Mary'nin grubuyla şarkı söylemesine izin vermeyecek.
- Mary'nin Tom'un grubuyla şarkı söylemesine Tom izin vermeyecek.

Tom won't let Mary sing with his band.

- Sami neredeyse bir yıldır grubuyla gitar çalmaktadır.
- Sami neredeyse bir yıldır grubuyla birlikte gitar çalıyor.

Sami has been playing guitar with his band for almost a year.

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

I said, "Well, in that case, starting with a faith community

O yanlış çocuk grubuyla aylak aylak dolaşıyor.

He hangs around with the wrong group of kids.

Tom, Mary'nin grubuyla şarkı söylemesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary sing with his band.

- Tom'un, grubuyla şarkı söylememize izin vereceğinden emin misin?
- Tom'un onun grubuyla şarkı söylememize izin vereceğinden emin misin?

Are you sure Tom will let us sing with his group?

Devlet, Rochel'i feminist ve nonoş grubuyla çöreklendikleri yerden zorla tahliye etti.

The authorities evicted Rochel's queer feminist squat.

- Bütün ülkeler, tüm sınırları içindeki insan grupların ecdat yadigar eserlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğu var.
- Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan grubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.