Translation of "Giyerek" in English

Tom'un kıyafetlerini giyerek ne yapıyorsun?

- What are you doing wearing Tom's clothes?
- Why are you wearing Tom's clothes?
- What are you doing in Tom's clothes?

Babam tüm maçlarıma tişört giyerek gelir,

And my dad would come to all my matches

Tom bir bornoz giyerek odaya geldi.

Tom came into the room wearing a bathrobe.

O elbiseyi giyerek nasıl göründüğünü düşünüyorsun?

- How do you think you'd look wearing that dress?
- How do you think that you'd look wearing that dress?

Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.

In winter, I always go to bed wearing woolen socks.

Mary bir bornoz giyerek oturma odasına geldi.

Mary came into the living room wearing a bathrobe.

Giysi giyerek bir saunaya girme düşüncesi düşünülemezdir.

The idea of entering a sauna wearing clothes is unthinkable.

Mary güzel bir elbise giyerek okulda ortaya çıktı.

Mary showed up at school wearing a nice dress.

Tom bir takım elbise ve kravat giyerek partiye geldi.

Tom showed up at the party wearing a suit and tie.

Kapıyı açtığımda, Tom bir takım elbise giyerek orada duruyordu.

When I opened the door, Tom was standing there wearing a suit.