Translation of "Yün" in English

Yün eğiriyorum.

I am spinning wool.

Yün sıcaktır.

Wool is warm.

Yün güzel boyanır.

Wool dyes nicely.

O, yün eğiriyor.

He is spinning wool.

Tom yün eğiriyor.

Tom is spinning wool.

O yün örüyor.

She is spinning wool.

Biz yün eğiriyoruz.

We are spinning wool.

Onlar yün eğiriyor.

They are spinning wool.

Yün fiyatları düşüyor.

Wool prices are falling.

Koyun bize yün verir.

- Sheep provide us with wool.
- Sheep give us wool.

Hiç yün taradın mı?

Have you ever carded wool?

Hiç yün eğirdin mi?

Have you ever spun wool?

Çoğu yün koyundan gelir.

Most wool comes from sheep.

Yün bir kazak giyiyor.

He wears a wool sweater.

Babamın işi yün satın almaktır.

My father's work is to buy wool.

Yün giysilerinizi giyin yoksa üşüteceksiniz!

Put on your woolies or you'll catch a cold!

Bay Brown bir yün tüccarıdır.

Mr. Brown is a wool merchant.

O bir yün kazak giyer.

He wears a woolen sweater.

O bir yün kazak giyiyor.

He is wearing a wool sweater.

Kaşmir yün kaşmir keçilerinden gelir.

Cashmere wool comes from Cashmere goats.

Sen yün eğiriyorsun, değil mi?

You are spinning wool, aren't you?

Dağlar için yün çorap getirin.

Bring wool socks for the mountains.

Yün bir kazak almak istiyorum.

I want to buy a wool sweater.

Şimdiye kadar ilk defa yün eğirdim.

This is the first time I've ever spun wool.

Ben bir yün kazak satın aldım.

I bought a woolen sweater.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

Australia exports a lot of wool.

Tom eski bir yün kazak giymişti.

Tom wore an old wool sweater.

Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.

In winter, I always go to bed wearing woolen socks.

Kışın, ben her zaman yün çorapla uyurum.

In winter, I always sleep with wool socks on.

Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacak.

These thick wool stockings will keep your legs warm.

Kışın yün şapka giymek, insanlar arasında yaygındır.

It is common for people to wear wool hats in winter.

Bu alpaka yün eldiven yumuşak ve sıcak.

These alpaca wool mittens are soft and warm.

Tom keten ve yün arasındaki farkı bilmiyor.

Tom doesn't know the difference between linen and wool.

Mary, kaliteli bir etek ve yün bir şapka giyiyordu.

Mary was wearing a vintage skirt and a wool hat.

Büyük, eski, güzel, kırmızı bir yün İran halısı satın aldım.

I bought a beautiful large ancient red Iranian woolen carpet.

Geceleri hava soğuk olduğu için bir yün battaniyeye ihtiyacım olacak.

I shall need a wool blanket because it is cold at night.