Translation of "Girmeyi" in English

Siyasete girmeyi düşünüyorum.

I'm thinking of going into politics.

Verileri girmeyi bitirdim.

I've finished entering the data.

Bahse girmeyi sevmiyorum.

I don't like to make bets.

İçeri girmeyi başardım.

I managed to get in.

Takıma girmeyi beklemiyordum.

I didn't expect to make the team.

Ambulansa girmeyi kabul etti,

she is convinced to get into the ambulance

Diskoya girmeyi zor bulduk.

We found it difficult to enter the disco.

Ona girmeyi tercih etmiyorum.

I'd rather not go into it.

Riske girmeyi göze alamıyorum.

I can't afford to take chances.

Hapse girmeyi tercih ederim.

I'd rather go to prison.

Leyla standa girmeyi reddetti.

Layla declined to take the stand.

Tom tartışmaya girmeyi sevmez.

Tom doesn't like to get into arguments.

Riske girmeyi göze alabilir miyiz?

Can we afford to take the chance?

Tom üniversite derslerine girmeyi bıraktı.

Tom quit attending university classes.

Tom bana Harvard'a girmeyi umduğunu söyledi.

- Tom told me he was hoping to get into Harvard.
- Tom told me that he was hoping to get into Harvard.

Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?

Tom is planning on entering the competition, right?

Tom yalan makinesi testine girmeyi reddetti.

Tom refused to take a polygraph test.

Tom riske girmeyi seven bir adam.

Tom is a man who takes chances.

Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.

Tom finally succeeded in getting a job that he liked.

Tom şiddet içeren video oyunlarını çalmak ve yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.

Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.