Translation of "Bayılır" in English

0.005 sec.

Examples of using "Bayılır" in a sentence and their english translations:

Yemek pişirmeye bayılır.

- She loves to cook.
- She loves cooking.

Sabine eriklere bayılır.

Sabine loves plums.

Tom patatese bayılır.

Tom loves potatoes.

Tom, çikolatalı keke bayılır.

Tom loves chocolate cake.

Hanımım, elmalı tarta bayılır.

My wife loves apple pie.

Tom parti yapmaya bayılır.

Tom loves partying.

Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır.

Squirrels love climbing trees.

Tom her zaman bayılır.

Tom faints all the time.

Fadıl, Texas Chicken'e bayılır.

Fadil loves Texas Chicken.

Tom müze gezmeye bayılır.

Tom loves going to museums.

Annem her fare gördüğünde bayılır.

My mother faints every time she sees a mouse.

- Kadınlar şuna bayılır.
- Kadınlar şunu sever.

Women love that.

Küçük kızlar genellikle oyuncak bebeklere bayılır.

Little girls in general are fond of dolls.

O bayılır bayılmaz onu doğruca kliniğe götürdük.

We took her straight to the clinic as soon as she fainted.

Tom ve Mary yemek programlarını izlemeye bayılır.

Tom and Mary love watching cooking shows.

Bayılıyoruz bu lafa zaten. Öğretmenler de çok bayılır.

We love this phrase. The teachers also love it.

Tom, işten eve dönünce çocuklarıyla oynayıp boğuşmaya bayılır.

Tom loves to play and romp with his kids when he gets home from work.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

Linda loves chocolate.

- Tom kuru fasulye pilavı sever.
- Tom pilav üstü kuruya bayılır.

Tom loves beans and rice.

- Adrenalin aşıkları aşırı riskler almayı sever.
- Adrenalin tutkunları aşırı risk almaya bayılır.

Adrenaline junkies love taking extreme risks.