Translation of "Götürdü" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Götürdü" in a sentence and their portuguese translations:

Bilinmeyen bir bölgeye götürdü.

e levou-nos a território desconhecido.

Beni Narita havaalanına götürdü.

Ele me deu uma carona ao aeroporto Narita.

Tom, Mary'yi eve götürdü.

Tom levou Mary para casa.

O onu eliyle götürdü.

Ele tomou-lhe a mão.

Tom, Mary'yi hastaneye götürdü.

- Tom levou Mary ao hospital.
- Tom levou Maria ao hospital.

Dün beni parka götürdü.

Ele me levou ao parque ontem.

Tom Mary'yi mağazaya götürdü.

Tom levou Mary à loja.

Tom beni istasyona götürdü.

Tom me levou até a estação.

Tom Mary'yi okula götürdü.

Tom levou Maria à escola.

Tom çocuklarını parka götürdü.

- Tom levou os filhos ao parque.
- Tom levou seus filhos para o parque.

Kız kardeşini havaalanına götürdü.

Ele levou a irmã dele para o aeroporto.

Tom köpeğini yürüyüşe götürdü.

Tom levou o seu cachorro para passear.

Onlar onu nereye götürdü?

- Onde eles a levaram?
- Onde elas a levaram?

Tom çocukları okula götürdü.

Tom levou as crianças para a escola.

Tom Mary'yi havaalanına götürdü.

- Tom levou Maria ao aeroporto.
- Tom levou Mary para o aeroporto.

Tom, Mary'yi istasyona götürdü.

Tom levou a Mary até a estação.

Napolyon askerlerini Rusya'ya götürdü.

Napoleão liderou suas tropas para a Rússia.

Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.

Jane levou o cachorro para passear.

Rehber bizi otele götürdü.

O guia nos conduziu ao hotel.

Annem beni parka götürdü.

A minha mãe me levou ao parque.

O onu göle götürdü.

Ela o levou ao lago.

O onu mağazaya götürdü.

Ela o levou à loja.

O bisikletini mağazaya götürdü.

Ele levou sua bicicleta à loja.

Tom kızını okula götürdü.

O Tom levou a filha para a escola.

Tom köpeğini veterinere götürdü.

Tom levou seu cachorro ao veterinário.

Tom Mary'yi Boston'a götürdü.

Tom levou Maria a Boston.

Sami, Leyla'yı doktorlara götürdü.

Sami levou Leila ao médico.

Leyla kızını alışverişe götürdü.

Layla levou a sua filha às compras.

Çiftçi buğdayı ahıra götürdü.

O agricultor levou o trigo ao celeiro.

Tom Mary'yi doktora götürdü.

O Tom levou a Mary para o médico.

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Ele nos levou ao zoológico.

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Meu pai nos levou ao zoológico.

O onları oraya arabayla götürdü.

- Ela os levou lá de carro.
- Ela as levou lá de carro.

Tom misafirleri oturma odasına götürdü.

Tom guiou os convidados para a sala de estar.

Tom kızı Mary'yi parka götürdü.

Tom levou sua filha Mary ao parque.

Tom beni arabayla eve götürdü.

O Tom me deu uma carona para casa.

O, kız kardeşini yanında götürdü.

Ele levou a sua irmã junto.

Tom Mary'yi hayvanat bahçesine götürdü.

Tom levou Mary ao zoológico.

O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.

Ela devolveu o livro à biblioteca.

O onu hayvanat bahçesine götürdü.

Ela o levou ao zoológico.

Erkek kardeşim beni müzeye götürdü.

Meu irmão me levou ao museu.

Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.

- Tom levou a família ao zoológico.
- Tom levou a família ao jardim zoológico.

Katil silahı onunla birlikte götürdü.

- O assassino levou a arma consigo.
- O assassino levou a arma com ele.

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill levou seu irmão ao zoológico.

Onun hikayesi beni çocukluğuma geri götürdü.

A estória dela trouxe-me de volta à minha infância.

Tom Mary'yi spor arabasıyla evine götürdü.

O Tomás levou no seu carro desportivo a Maria para casa.

Ailesini kaybetme acısı onu intihara götürdü.

A dor de ter perdido a família levou-o ao suicídio.

Tom partideydi ve beni eve götürdü.

Tom estava na festa e me deu uma carona pra casa.

Tom erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

- Tom levou o seu irmão ao zoológico.
- Tom levou o irmão dele ao zoológico.

Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.

A minha irmã levou as crianças ao zoológico.

Tom Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.

Tom levou Maria ao hospital mais próximo.

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

E levou-o para a floresta enevoada.

Tom kendine ait olmayan bir şeyi götürdü.

- Tom pegou algo que não lhe pertencia.
- Tom pegou algo que não pertencia a ele.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill levou seu irmão pequeno para o zoológico.

Tom senin erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Tom levou o seu irmão ao zoológico.

Fadıl, Leyla'yı terk edilmiş bir eve götürdü.

Fadil levou Layla para uma casa abandonada.

Tom Mary'yi şehirdeki en iyi restorana götürdü.

Tom levou Maria ao melhor restaurante da cidade.

- Hitler Almanya'yı savaşa götürdü.
- Hitler Almanya'yı savaşa sürükledi.

Hitler levou a Alemanha à guerra.

Ben bir çocukken Tom beni bir sirke götürdü.

Tom me levou ao circo quando eu era criança.

Fadıl, Leyla'yı araçla onunn arkadaşının evine kadar götürdü.

De carro, Fadil levou Layla para a casa da amiga.

Tom, Mary'yi kasabadaki en iyi restoranlardan birine götürdü.

Tom levou a Mary para um dos melhores restaurantes da cidade.

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

O tio Ted levou-nos ao zoológico para nos mostrar os pandas.

Tom Mary'yi akşam yemeği için bir sahil restoranına götürdü.

Tom levou Maria a um restaurante à beira-mar para jantarem.

Tom kitabı okumayı bitirdi ve onu Mary'ye geri götürdü.

Tom acabou de ler o livro e o devolveu a Mary.

Sarayında görev yaptığı Kiev şehrine götürdü … daha sonra Bizans İmparatoru

Príncipe Yaroslav, o Sábio ... depois para Constantinopla, onde comandou a Guarda Varangiana do