Translation of "Gelemeyecek" in English

Maalesef Tom gelemeyecek.

- I'm afraid Tom won't be able to come.
- I'm afraid that Tom won't be able to come.

- Ken gelemeyecek kadar çok meşgul.
- Ken, gelemeyecek kadar meşgul.
- Ken, gelemeyecek kadar yoğun.

Ken is too busy to come.

O yarın buraya gelemeyecek.

She will not be able to come here tomorrow.

Tom zamanında buraya gelemeyecek.

Tom won't be able to get here on time.

Ken, gelemeyecek kadar meşgul.

Ken is too busy to come.

Tom yarın buraya gelemeyecek.

Tom won't be able to come here tomorrow.

Chris yarın işe gelemeyecek.

Chris can't come to work tomorrow.

O, zorunluluklarından dolayı artık gelemeyecek.

He won't be able to come anymore due to his obligations.

Ne yazık ki Tom gelemeyecek.

It's a pity that Tom can't come.

Tom gelemeyecek kadar çok meşgul.

Tom is too busy to come.

Tom tek başına bunun üstesinden gelemeyecek.

Tom won't be able to handle this alone.

Yarın gelemeyecek olan biri var mı?

Is there anyone who can't come tomorrow?

O asla büyük iş kayıplarının üstesinden gelemeyecek.

He will never get over his huge business losses.

Belki de Tom buraya gelemeyecek kadar utangaçtır.

Maybe Tom is too shy to come over here.

Tom'un sadece gelemeyecek kadar çok meşgul olduğundan eminim.

I'm sure Tom was just too busy to come.