Translation of "Zamanında" in Hungarian

0.013 sec.

Examples of using "Zamanında" in a sentence and their hungarian translations:

Zamanında gelin.

- Legyél ott pontosan akkor!
- Pontosan érkezz!

Zamanında vardın.

Időben érkeztél.

Zamanında geldin.

Időben vagy.

Zamanında geldim.

Hajszálpontos vagyok.

Tam zamanında!

- Épp időben!
- Éppen jókor!
- Éppen időben!

Oraya zamanında varabildim.

Sikerült időben odaérnem.

Tren zamanında geldi.

A vonat menetrend szerint megérkezett.

Trenler zamanında geliyorlar.

A vonatok időben jöttek.

Uçak zamanında mı?

Tartja a gép a menetrendet?

Tren zamanında gelecek.

A vonat időben fog megérkezni.

Zamanında varacak mıyız?

Időben érkezünk?

Yarın zamanında geleceğim.

Holnap pontosan fogok érkezni.

Okula zamanında vardım.

- Időben beértem az iskolába.
- Időben érkeztem az iskolába.

Tren zamanında ayrıldı.

A vonat pontosan indult.

O zamanında geldi.

Időben megérkezett.

Tren zamanında vardı.

A vonat pontosan érkezett.

Tom zamanında geldi.

- Tom időben érkezett.
- Tom percre pontosan érkezett.

Oraya zamanında gidemedim.

Nem értem oda időben.

Onu zamanında yaptık.

- Időben elkészültünk.
- Időben elkészítettük.
- Időben megcsináltuk.

Uçak zamanında kalktı.

A repülőgép időben szállt fel.

Zamanında trene vardım.

Időben elértem a vonatot.

Tam zamanında geldin.

Éppen jókor érkeztél.

- Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- Bob'un zamanında geleceğini sanmıyorum.

Kételyeim vannak afelől, hogy Robi időben ide fog-e érni.

Zamanında müdahale de edemeyince

ahogy beavatkozni sem tudtak idejében,

Boş zamanında bunu yap.

Ezt csináld szabadidődben.

Maalesef onları zamanında bitiremem.

Félek, hogy nem tudom ezeket időben befejezni.

O asla zamanında gelmez.

Sosem pontos.

Tren tam zamanında geldi.

Időben érkezett a vonat.

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

A vihar miatt nem tudtunk időben érkezni.

Tom onu zamanında yapmayacak.

- Tom már nem fogja tudni tartani az időt.
- Tom nem fogja tudni idejében megcsinálni.

Toplantı için zamanında vardı.

- Pontosan érkezett a találkozóra.
- Időben érkezett a találkozóra.

Herkes sınıfa zamanında geldi.

Mindenki pontosan érkezett az órára.

Onun dersi zamanında başladı.

Az előadása pontosan kezdődött.

Oraya zamanında varmaya çalışalım.

Próbáljunk meg hajszálpontosan odaérkezni!

Biz zamanında eve varamayacağız.

Nem leszünk időben otthon.

Ev ödevimizi zamanında bitiremedik.

Nem tudtuk időben befejezni a házi feladatunkat.

Biz tam zamanında geldik.

Pontosan időben voltunk.

Tam zamanında kaçmayı başardık.

Éppen időben sikerült elmenekülnünk.

Onu zamanında yapabilir misin?

- Időben el tudod készíteni?
- El tudod készíteni pont akkorra?

Konsere zamanında varacak mıyız?

Időben odaérünk a koncertre?

Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.

- Időben végeztek a híd felépítésével.
- Időre felépült a híd.

Ben zamanında istasyona vardım.

- Időben odaértem az állomásra.
- Időben érkeztem az állomásra.

Tom asla zamanında gelmez.

Tom sosincs időben.

Zamanında yemek yemek önemlidir.

Fontos megfelelő időben étkezni.

Sen asla zamanında gelmezsin.

Soha nem érkezel időben.

- Ben havaalanına zamanında gitmeni tavsiye ediyorum.
- Havalimanına zamanında gitmeni tavsiye ederdim.

Azt javaslom, hogy érj ki időben a reptérre.

çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.

amiért az ő felügyelete alatt kell bezárni a gyárat.

Tren için oraya zamanında vardım.

Időben elértem a vonatot.

Açılış töreni belirtilen zamanında gerçekleşti.

A megnyitó ünnepség annak rendje és módja szerint zajlott.

Oraya zamanında varmak için koştu.

Futott, hogy időben odaérjen.

Onlar hiç zamanında geldiler mi?

Jöttek már ők valaha is pontosan?

Hemen hemen herkes zamanında geldi.

Majdnem mindenki pontosan érkezett.

Tren zamanında hareket edecek mi?

Pontosan fog indulni a vonat?

Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

- A vihar megakadályozta, hogy pontosan érkezzen.
- A vihar megakadályozta, hogy időben érkezzen.

Lütfen zamanında ayrıldığımıza emin ol.

Gondoskodj róla, hogy időben távozzunk.

O her zaman zamanında gelir.

Mindig pontosan érkezik.

Tom fırtınaya rağmen zamanında geldi.

A vihar ellenére Tom időben érkezett.

Tom tam zamanında kaçmayı başardı.

Tominak még éppen időben sikerült elmenekülnie.

Tom zamanında orada olmaya çalışacak.

Tom meg fogja próbálni, hogy időben odaérjen.

Tom'un ödevini zamanında yaptırması zordu.

Tomnak nehéz volt időben befejeznie a házi feladatát.

Ben genellikle faturalarımı zamanında öderim.

Időben szoktam rendezni a számláimat.

Onun zamanında geleceğinden emin misin?

- Biztos vagy benne, hogy időben itt lesz?
- Biztos vagy te abban, hogy ő időben megérkezik majd?

Tom zamanında gelen tek kişiydi.

Tom volt az egyetlen, aki pontos volt.

Zamanında teşhis konulursa kanser tedavi edilebilir.

- A rákot meg lehet gyógyítani, ha időben felfedezik.
- A rák gyógyítható, ha idejében észreveszik.

Bir kez daha Gilbert zamanında gelmedi.

Már megint késik Gilbert.

Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.

- A tanárunk mindig pontosan jön órára.
- A mi tanítónk mindig pontosan jön az órára.

Tom Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.

Tom feltételezte, hogy Mary időben ki fogja fizetni a számláit.

Zamanında oraya ulaşmamın bir yolu yok.

Nem fogok tudni időben odaérni.

Tom ve Mary vergilerini zamanında ödemediler.

Tamás és Mária nem fizették be az adóikat időben.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Ebben az évszakban általában tűlevelekkel táplálkoznak.

Eğer senin desteğini almasaydım, işi zamanında bitiremezdim.

Ha nem működtél volna közre, biztosan nem tudtam volna időben befejezni a munkát.

Ev ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.

Nem akarom tudni, miért nem fejezted be a házi feladatodat időben.

Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.

Tom keményen dolgozott, hogy időre végezzen a munkájával.

Tom ve Mary tam zamanında kaçmayı başardı.

Tominak és Marinak még idejében sikerült megszöknie.

O, toplantı için onu zamanında yapamadığını açıkladı.

Világosan tudatta, hogy nem tud időben ott lenni az ülésen.

Rahatlamak istediğinde ve boş zamanında ne yapmak istersin?

Mit csinálsz majd pihenésképp?

- Boş zamanında ne yaparsın?
- Boş zamanlarında ne yapıyorsun?

Mit csinálsz a szabadidődben?

Eğer şimdi çıkarsak uçak için zamanında varır mıyız?

Elérjük a repülőt, ha most indulunk?

Dün gece cinayet zamanında nerede olduğunu bana anlat.

Mondja el nekem, hol volt előző éjszaka a gyilkosság időpontjában!

Mary'nin Avusturya'lı arkadaşı Noel zamanında onu ziyaret edecek.

- Mary osztrák barátja meglátogatja őt karácsonykor.
- Karácsonykor Mary-t meglátogatja osztrák barátja.
- Mary-t meglátogatja karácsonykor barátja Ausztriából.

Tren gecikti ama yine de işe zamanında vardım.

Késett a vonat, de időben beértem a munkahelyemre.

İşi zamanında yaptırmanın tek yolunun o olduğunu varsayıyorum.

Gyanítom, ez volt az egyetlen módja, hogy a feladat el legyen intézve.

- Boş zamanınızda bu kitabı okuyun.
- Boş zamanında bu kitabı oku.

Olvasd el ezt a könyvet szabadidődben.

Bir toplantıya katılmak zorundaydım bu yüzden Tom'u okuldan sonra almak için onu zamanında yapamadım.

Részt kellett vennem egy találkozón, így nem tudtam iskola után időben felvenni Tomot.

- Mümkün olduğunca hızlı koştum, ama son trene yetişemedim.
- Koşabildiğim kadar hızlı koştum, ama son trene zamanında yetişemedim.

Futottam a lehető leggyorsabban, mégsem értem el az utolsó vonatot.