Translation of "Ken" in English

Gidelim, Ken.

Let's go, Ken.

Ken mutlu.

Ken is happy.

Gidelim Ken.

Come on, Ken.

Ken koşmuyodu.

Ken wasn't running.

Ken vazgeçti.

Ken gave up.

- Ken yanımda çalışıyordu.
- Ken yanımda koşuyordu.

Ken was running beside me.

- Ken onun ismini hatırlayamadı.
- Ken adını hatırlayamadı.

- Ken couldn't recall his name.
- Ken couldn't remember his name.

- Ken iyi yüzebilir.
- Ken iyi bir yüzücüdür.

- Ken is a good swimmer.
- Ken can swim well.

Onun adı Ken.

- Its name is Ken.
- His name is Ken.

Köpeğin adı Ken.

- The dog's name is Ken.
- The dog is called Ken.

Ken yanıma oturdu.

Ken sat next to me.

Ken kollarını indirdi.

Ken laid down his arms.

Ken iyi yüzebilir.

- Ken is a good swimmer.
- Ken can swim well.

Ken adını hatırlayamadı.

- Ken couldn't recall his name.
- Ken couldn't remember his name.

Ken mumları yaktı.

- Ken lighted the candles.
- Ken lit the candles.

Ken ne yapıyor?

What's Ken doing?

Ken mutlu görünüyor.

Ken looks happy.

Ken Kyoto'ya vardı.

Ken has arrived in Kyoto.

Ken, seni seviyorum.

Ken, I love you.

Ken, Tom'u buldu.

Ken found Tom.

Ken Tom'a bildirecek.

Ken will notify Tom.

Ken seni arıyordu.

- Ken has been looking for you.
- Ken was looking for you.

Ken sizi arıyor.

Ken has been looking for you.

Benim adım Ken.

My name is Ken.

Onu Ken yaptı.

Ken did that.

Ken Tom'a inandı.

Ken believed Tom.

Ken Tom'u getirecek.

Ken will bring Tom.

Ken Tom'u uyardı.

Ken did warn Tom.

Ken Tom'a inanıyor.

Ken believes Tom.

Ken, Tom'u küçümsüyor.

Ken despises Tom.

Ken Tom'u yakaladı.

- Ken caught Tom.
- Ken got Tom.

Ken Tom'u tanıyor.

Ken knows Tom.

Ken Tom'u duydu.

Ken heard Tom.

Ken Tom'u özledi.

Ken missed Tom.

Ken elbiselerini giydi.

Ken put on his clothes.

Ken hızlı koşmalıdır.

Ken must run fast.

Ken ne yiyor?

What is Ken eating?

Ken yüzmede iyidir.

Ken is good at swimming.

Ken ağaçtan indi.

Ken climbed down from the tree.

Ken bana geldi.

Ken came up to me.

- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.

Mike and Ken are friends.

- Sizinle tanışmak hoştu, Ken.
- Tanıştığımıza memnun oldum, Ken.

Nice to meet you, Ken.

- Ken tenis oynuyor mu?
- Ken tenis oynar mı?

Does Ken play tennis?

- Ken beni satrançta yendi.
- Ken satrançta beni yendi.

Ken beat me at chess.

- Ken gelemeyecek kadar çok meşgul.
- Ken, gelemeyecek kadar meşgul.
- Ken, gelemeyecek kadar yoğun.

Ken is too busy to come.

- Ken Kyoto'yu asla ziyaret etmedi.
- Ken Koyoto'ya hiç gitmedi.

Ken has never visited Kyoto.

- Ken şu anda ne yapıyor?
- Ken şimdi ne yapıyor?

- What's Ken doing now?
- What is Ken doing now?

- Yankesicilere karşı uyanık ol Ken.
- Yankesicilere karşı uyuma Ken.
- Yankesicilere karşı gözün açık olsun Ken.

Be on your guard against pickpockets, Ken.

Ken yüzebilir, değil mi?

Ken can swim, can't he?

Ken dördünün en gencidir.

Ken is the youngest of the four.

Eve geldiğimde, Ken okuyordu.

Ken was reading when I came home.

Ken hızlı koşmak zorundadır.

Ken has to run fast.

Ken hızlı koşmak zorunda.

Ken needs to run fast.

Ken tepeye kadar koştu.

Ken ran up the hill.

Ken ikisinden daha uzundur.

Ken is the taller of the two.

Ken trenin gelişini bekliyor.

- Ken is waiting for the arrival of the train.
- Ken is waiting for the train to come.

Bana sadece Ken de.

Just call me Ken.

Ken iki kedi besler.

Ken keeps two cats.

Ken hâlâ arabayı yıkamadı.

Ken still hasn't washed the car.

Ken, bir bisiklet istiyor.

Ken wants a bicycle.

Ken şimdi ne yapıyor?

- What's Ken doing now?
- What is Ken doing now?

Ken, gelemeyecek kadar meşgul.

Ken is too busy to come.

Ken kağıdı ikiye katladı.

Ken folded the sheet in half.

Ken için oy kullandım.

I voted for Ken.

Ken henüz arabayı yıkamadı.

Ken has not washed the car yet.

Ken Seiko'dan daha yaşlı.

Ken is older than Seiko.

Ken otobüsle okula gidiyor.

Ken goes to school by bus.

Ken, Tom'dan daha küçüktür.

Ken is smaller than Tom.

Ken Tom'u görmezden geldi.

Ken ignored Tom.

Ken, Tom'u takip edecek.

Ken will follow Tom.

Ken Tom'un yerini belirledi.

Ken has located Tom.

Dün Ken ile buluştum.

I met Ken yesterday.

Ken kızlara karşı naziktir.

Ken is kind to the girls.

Ken bir futbol oyuncusu.

Ken is a football player.

Ken, Tom'u hayal etti.

Ken dreamed of Tom.

Ken Tom'dan nefret ediyor.

Ken detests Tom.

Ken, Tom'un uyuduğunu düşündü.

Ken thought that Tom was sleeping.

Ken zaten İngiltere'ye gitti.

Ken already went to England.

Ken gömleğini ters giymişti.

Ken put his shirt on inside out.

Ken, Tom hakkında endişelidir.

Ken is concerned about Tom.

Ken Tom'a yardım etti.

Ken helped Tom.

Ken Tom'a ateş etti.

Ken shot Tom.

Şu köpeğin adı Ken.

That dog's name is Ken.

Ken Beyzbol kulübüne katıldı.

Ken joined the baseball club.

Ken battaniyeyi ikiye katladı.

Ken folded the blanket in half.

Ken duvarın üzerinden atladı.

- Ken jumped over the wall.
- Ken leaped over the wall.
- Ken leapt over the wall.