Translation of "Zamanında" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Zamanında" in a sentence and their chinese translations:

Zamanında gelin.

要守时!

İşe zamanında başlamalısın.

你應該準時上班。

Oraya zamanında varabildim.

我設法及時到那裡。

Tren zamanında geldi.

火车准时到了。

Tren zamanında gelecek.

电车将准点到达。

Tren zamanında vardı.

我们的火车准时来到。

Okula zamanında vardım.

我按时到了学校。

O zamanında geldi.

- 他及時趕到。
- 他准时来了。

Uçak zamanında kalktı.

這班飛機準時起飛。

Randevuya zamanında geldi.

他及時赴約了。

Oraya zamanında varabildik.

我們總算準時到那裡了。

Bill nadiren zamanında gelir.

比尔很少准时来。

Onun zamanında geleceğinden eminim.

我確定他會準時來。

Tom tam zamanında geldi.

汤姆刚好准时到了。

Toplantı için zamanında vardı.

他及時趕到了會議。

O, zamanında oraya varabildi.

他設法及時到達那裡了。

Okula tam zamanında geldi.

他刚好准时到校。

Onu zamanında yapabilir misin?

你能准时做好吗?

Bazen tren zamanında gelmez.

有时候火车没能按时到达。

Biz ofise zamanında vardık.

我們準時到達了辦公室。

Ben zamanında istasyona vardım.

我準時到達了車站。

Tom kesinlikle zamanında gelecek.

汤姆一定会准时来的。

Acele et, otobüse zamanında yetişeceksin.

快点,你就能准时搭上公交车了。

Tren için oraya zamanında vardım.

我准时赶上了火车。

Otobüs her zaman zamanında gelmez.

巴士不总是能准点到达。

Uçak Itami havaalanına zamanında vardı.

飛機準時抵達伊丹機場。

Bugün işe zamanında vardın mı?

你今天準時上班了嗎?

Onlar hiç zamanında geldiler mi?

他們曾經準時來過嗎?

Boş zamanında ne yapmaktan hoşlanırsın?

- 您空闲时间喜欢做什么?
- 你空闲时间喜欢做什么?

Tren zamanında hareket edecek mi?

這班火車會準時出發嗎?

Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

狂风暴雨造成她无法准时抵达。

O her zaman zamanında gelir.

他总是准时到。

Tüm denemeler zamanında teslim edilmelidir.

所有文章都必须在规定时间内交上来。

Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.

南希從來沒有不準時到達。

Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul?

保爾,你覺得我們能準時到達機場嗎?

Bir randevuya her zaman zamanında varır.

他約會總是很守時。

Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.

我們的老師總是準時來上課。

Tren gecikti, bu yüzden zamanında oraya ulaşamadım.

火车晚点了,所以我不能准时赶到那里。

Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.

如果你早点出门的话,你就能赶上了。

Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindi.

他打出租车以及时赶到。

Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.

汤姆努力工作按时完成工作。

Zamanında kar iyi bir hasat vaat ediyor.

瑞雪兆丰年。

Tom ev ödevini zamanında bitirtemeyecek gibi görünüyor.

Tom似乎没办法准时完成他的作业。

Her sabah zamanında uyanmak için çalar saate güvenirim.

每天早上我都要靠闹钟来按时叫醒我。

Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.

父亲常常在空闲时间读侦探小说。

Tom yılın bu zamanında Boston'da soğuk olduğunu söyledi.

汤姆说一年中这时候波士顿很冷。

Herkes geç gelirse zamanında gelmenin ne anlamı var?

为什么要准时抵达,毕竟大家都迟到。

Yılın aynı zamanında farklı yerlerdeki sıcaklık önemli ölçüde değişebilir.

不同的地方可以在同一时节有十分不同的温度。

Tom yakalamak istediği treni yakalamak için zamanında istasyona gitti.

汤姆及时赶到了车站搭上了他想搭的那列车。

Akşam yemeği için eve zamanında gelmediğinden dolayı babandan özür dilemelisin.

你應該為你沒有及時回家吃晚餐向你父親道歉。

Akşam yemeği için zamanında eve gitmediğin için babandan özür dilemelisin.

你應該為你沒有及時回家吃晚餐向你父親道歉。