Translation of "Ayrılıyorum" in English

0.012 sec.

Examples of using "Ayrılıyorum" in a sentence and their english translations:

Boston'dan ayrılıyorum.

I'm leaving Boston.

Okuldan ayrılıyorum.

I'm dropping out of school.

Bu akşam ayrılıyorum.

I leave this evening.

Ben kentten ayrılıyorum.

I'm leaving town.

Öğleden sonra ayrılıyorum.

I'm leaving in the afternoon.

Ben ayrılıyorum, elveda!

I'm leaving, goodbye!

2.30'da ayrılıyorum.

I'm leaving at 2:30.

Gelecek hafta ayrılıyorum.

- I am leaving next week.
- I'm leaving next week.

Yarından sonra ayrılıyorum.

I leave the day after tomorrow.

Beni kovamazsın, ayrılıyorum!

You can't fire me, I quit!

Yarın Boston'dan ayrılıyorum.

I'm leaving Boston tomorrow.

Birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum.

- I am leaving town for a few days.
- I'm leaving town for a few days.

Birkaç günlük izne ayrılıyorum.

I am taking a couple of days off.

Birkaç günlüğüne kasabadan ayrılıyorum.

- I am leaving town for a few days.
- I'm leaving town for a few days.

Saat 10 da ayrılıyorum.

I am leaving at ten o'clock.

Bu öğleden sonra ayrılıyorum.

I'm checking out this afternoon.

Bir hafta içinde ayrılıyorum.

I'm leaving in a week.

Yarın sabah Japonya'dan ayrılıyorum.

I am leaving Japan tomorrow morning.

Ben Mart ayında ayrılıyorum.

I'll be leaving in March.

Yarın sabah Boston'dan ayrılıyorum.

I'm leaving Boston tomorrow morning.

On civarında işten ayrılıyorum.

I get off work around ten.

Ekim ayında emekliye ayrılıyorum.

I'm retiring in October.

Çok yakın zamanda ayrılıyorum.

I'm not leaving anytime soon.

Yaz aylarında şehirden ayrılıyorum.

I leave the city in the summer.

Uykuluyum bu nedenle şimdi ayrılıyorum.

- I'm sleepy, so I am leaving now.
- I'm sleepy, so I'm leaving now.

Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.

- I am taking tomorrow afternoon off.
- I'm taking tomorrow afternoon off.

"Bu gece ayrılıyorum." "Yeme beni!"

"I'm leaving tonight." "Don't give me that!"

Bu günlerde nadiren evden ayrılıyorum.

I seldom leave the house nowadays.

Ben ayrılıyorum ama ağlamak zorunda değilsiniz.

I'm leaving, but you don't have to cry.

Bu filmdeki diyalog çok saçma. Ayrılıyorum.

The dialogue in this movie is ridiculous. I'm leaving.

- Bu nedenle ayrılıyorum.
- Bu yüzden istifa ettim.

That's why I quit.

- Yarından sonraki gün ayrılıyorum.
- Yarından sonra ayrılacağım.

- I leave the day after tomorrow.
- I'm leaving the day after tomorrow.

Neden burada sadece sen kalmıyorsun ve ben ayrılıyorum?

Why don't you just stay here and I leave?

Mark dün ayrıldı, sen yarın ayrılacaksın ve ben bugün ayrılıyorum.

Mark left yesterday, you will leave tomorrow, and I am leaving today.

- Bu gece kız arkadaşımla ayrılıyorum.
- Bu gece kız arkadaşımla ilişkiyi bitiriyorum.

I'm breaking up with my girlfriend tonight.

- On dakika içinde ayrılıyorum.
- On dakika içinde gidiyorum.
- On dakika içinde yola çıkıyorum.

I'm leaving in ten minutes.

Pekala, tamam. Bu kadar; Pes ediyorum. Sen kazanıyorsun. Ayrılıyorum. Umarım sen de tatmin olmuşsun.

All right, fine. That's it; I give up. You win. I'm leaving. I hope you're satisfied.

- Bu gece bu kasabadan ayrılıyorum.
- Bu gece bu kasabayı terk ediyorum.
- Bu gece bu şehirden ayrılacağım.

I'm leaving this town tonight.