Translation of "Fantastik" in English

Bu fantastik.

- It is fantastic.
- It's fantastic.

Tom fantastik.

Tom is fantastic.

- Evin harika.
- Evin fantastik.

Your house is fantastic.

Onlar fantastik değil mi?

They're fantastic, aren't they?

Tom fantastik bir formda.

Tom is in fantastic shape.

Bu fantastik bir hikaye.

It's a fantastic story.

Tom'un fantastik olduğunu düşündüm.

- I thought Tom was fantastic.
- I thought that Tom was fantastic.

Bu fantastik, değil mi?

That's fantastic, isn't it?

Tom fantastik bir liderdir.

- Tom's a fantastic leader.
- Tom is a fantastic leader.

Annem fantastik bir kadın.

My mother is a fantastic woman.

- Bu fantastik!
- Bu muazzam!

- That's fantastic.
- That's fantastic!

Onun fantastik olduğunu düşündüm.

- I thought that was fantastic.
- I thought that that was fantastic.

Fantastik romanları okumayı severim.

I love reading fantasy novels.

Tom fantastik bir iş yaptı.

Tom did a fantastic job.

Onun oldukça fantastik olduğunu düşünüyorum.

I think that's pretty fantastic.

Tom kendini fantastik hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt fantastic.
- Tom said that he felt fantastic.

Bu fantastik de olabilir korkunç da.

and it's like: could be fantastic or could be horrific.

- Gelecek harika görünüyor.
- Gelecek fantastik görünüyor.

The future looks fantastic.

Geceleri... ...ormanın ağaç örtüsü fantastik yaratıklarla canlanır.

At night, the jungle canopy comes alive with fantastic beasts.

Bir alana bir bedava kampanyası fantastik olabilir.

your dollar.

Onun hakkında bu kadar fantastik olan ne?

What's so fantastic about that?

Bir genç gibi davranıyor. Çılgınca, fantastik bir hayat sürüyor

she behaves like a teenager. She leads a crazy, fantastic life

Milletler, Dominik Cumhuriyeti fantastik Ülke ve muhtemelen gelecek vaat ediyor ...

Folks, the Dominican Republic is a fantastic country and it probably has a promising future...

Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.

How horrible, fantastic, incredible it is that we should be digging trenches and trying on gas-masks here because of a quarrel in a far away country between people of whom we know nothing.