Translation of "Etmiyordu" in English

0.010 sec.

Examples of using "Etmiyordu" in a sentence and their english translations:

Tom flört etmiyordu.

Tom wasn't flirting.

Tom dikkat etmiyordu.

Tom wasn't paying attention.

Tom hareket etmiyordu.

Tom wasn't moving.

Tom şikâyet etmiyordu.

Tom wasn't complaining.

Tom seyahat etmiyordu.

Tom wasn't traveling.

Tom yardım etmiyordu.

Tom wasn't helping.

O, annesine yardım etmiyordu.

She wasn't helping her mother.

Tom fakirlere yardım etmiyordu.

Tom hasn't helped the poor.

Hiç kimse yardım etmiyordu.

No one was helping.

Kimse ona dikkat etmiyordu.

Nobody was paying attention to her.

Hiçbir şey ifade etmiyordu.

It meant nothing.

Tom, Mary'den nefret etmiyordu.

Tom didn't hate Mary.

Tom öğretmene dikkat etmiyordu.

Tom wasn't paying attention to the teacher.

Kesinlikle ondan nefret etmiyordu.

She certainly did not hate him.

Hiç kimse dikkat etmiyordu.

Nobody was paying attention.

Tom kimseyi takip etmiyordu.

Tom wasn't following anyone.

Tom Mary'ye yardım etmiyordu.

Tom wasn't helping Mary.

Tom kesinlikle acele etmiyordu.

Tom was definitely not in a hurry.

Tom yalnız seyahat etmiyordu.

Tom wasn't traveling alone.

Tom beni rahatsız etmiyordu.

Tom wasn't bothering me.

Tom bana yardım etmiyordu.

Tom wasn't helping me.

Sami Müslümanlardan nefret etmiyordu.

Sami didn't hate Muslims.

Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmiyordu.

Tom wasn't paying attention to what Mary was saying.

Tom gerçekten tam dikkat etmiyordu.

Tom wasn't really paying close attention.

Hiç kimse bize yardım etmiyordu.

- No one was helping us.
- Nobody was helping us.

O hiçbir anlam ifade etmiyordu.

- It didn't make any sense.
- It did not make any sense.

Hiç kimse ona dikkat etmiyordu.

Nobody was paying any attention to her.

Tom gerçekten Mary'ye dikkat etmiyordu.

Tom wasn't really paying attention to Mary.

Sami, Leyla'yı Instagram'da takip etmiyordu.

Sami was not following Layla on Instagram.

O, o zaman onunla dans etmiyordu.

She wasn't dancing with him then.

Tom, Boston'a taşınmayı hiç arzu etmiyordu.

Tom had no desire to move to Boston.

Leyla, Fadıl'ı kavga etmeden terk etmiyordu.

Layla wasn't leaving Fadil without a fight.

Tom'un hikayesi hiçbir anlam ifade etmiyordu.

Tom's story didn't make any sense.

Neden bugün Tom bize yardım etmiyordu?

Why wasn't Tom helping us today?

Tom gerçekten Mary'nin söylediğine dikkat etmiyordu.

Tom wasn't really paying attention to what Mary was saying.

Tom Mary'nin onu yapmasına yardım etmiyordu.

Tom wasn't helping Mary do that.

Tom gerçekten ne yaptığına dikkat etmiyordu.

Tom wasn't really paying attention to what he was doing.

Tom şüphe etmiyordu ama Mary ediyordu.

Tom wasn't suspicious, but Mary was.

Vücudumuzda maruz kaldıkları koşulları çok temsil etmiyordu.

of what the cancer cells are exposed to in our bodies.

Ming o zaman Masao ile dans etmiyordu.

Ming wasn't dancing with Masao then.

O benim için hiçbir şey ifade etmiyordu.

It meant nothing to me.

Bu yöntemler acılarının temel sebebine pek etki etmiyordu.

which didn't really work on the root causes of their suffering,

Yürüyüş platformunda yer alan konular beni temsil etmiyordu

the march's platform of issues didn't represent me,

Açıkçası, her iki sürücü de yola dikkat etmiyordu.

Clearly, both drivers weren't paying attention to the road.

Tom orada bir sürü kişinin olacağından şüphe etmiyordu.

- Tom didn't doubt that there would be a lot of people there.
- Tom didn't doubt there would be a lot of people there.

- Tom yasaya aykırı davranmıyordu.
- Tom kanunu ihlal etmiyordu.

Tom wasn't breaking the law.

- O pek mantıklı değildi.
- O çok anlam ifade etmiyordu.

That didn't make much sense.

- Tom gerçekten gününü gün etmiyordu.
- Tom gerçekten keyif almıyordu.

Tom wasn't really enjoying himself.

- Tom bunu hiç beklemiyordu.
- Tom bunu hiç tahmin etmiyordu.

Tom never saw that coming.

- Hitler sadece Yahudilerden nefret etmekle kalmadı.
- Hitler sadece Yahudilerden nefret etmiyordu.

Hitler didn't only hate Jews.

- Kimse Tom'un acı çektiğini fark etmedi.
- Tom'un acı çektiğini kimse fark etmiyordu.
- Hiç kimse Tom'un acı çektiğinin farkında değildi.

- Nobody realized that Tom was in pain.
- No one realized Tom was in pain.
- Nobody realized Tom was in pain.
- No one realized that Tom was in pain.