Translation of "Erkekleri" in English

0.004 sec.

Examples of using "Erkekleri" in a sentence and their english translations:

Alman erkekleri cinsiyetçidir.

German men are sexist.

Sakallı erkekleri seviyorum.

I love bearded men.

Erkekleri asla anlayamayacağım.

I'll never understand men.

Erkekleri ve kızları severim.

I like the boys and girls.

Mary Tom'a benzeyen erkekleri sevmez.

Mary doesn't like men who sound like Tom.

Leyla başka erkekleri ziyaret ediyordu.

Layla was seeing other men.

Erkekleri seviyorsan neden bir kadınla evleneceksin?

Why would you marry a woman if you like men?

İspanyol erkekleri İngiliz erkeklere tercih ederim.

I prefer Spanish men to English.

Basketbol takımımız uzun boylu erkekleri alıyor.

Our basketball team is recruiting tall boys.

Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.

Gods created women to tame men.

Ve erkekleri intiharı düşündüğü için hatalı görüyoruz.

and we make men wrong for having suicidal thoughts.

Neredeyse bütün Japon erkekleri beyzbol oynamayı sever.

Almost all Japanese boys like to play baseball.

Mary Tom gibi kolayca kıskanan erkekleri sevmez.

Mary doesn't like men who get jealous easily like Tom.

Sahip olmadıkları için erkekleri dışlamamak anlamına da geliyor.

that match our flawed leadership archetypes.

Mary malafatı büyük erkekleri tercih ettiğini itiraf etti.

Mary confessed that she prefers well-endowed men.

Mary Tom gibi kendilerinden çok bahseden erkekleri sevmez.

Mary doesn't like men who talk a lot about themselves like Tom.

- Kadınlar bıyıklı erkekleri sever.
- Kadınlar bıyıklı erkeklerden hoşlanır.

- Women like men with moustaches.
- Women like men with mustaches.

- Kadınlar dominant erkeklerden hoşlanır.
- Kadınlar baskın erkekleri sever.

Women like dominant men.

Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.

This building is a capsule hotel lodging men and women.

Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.

There are dangers that threaten both men and women.

Kadınların hareketlerinden kaynaklanan değişiklikler hem kadınları hem de erkekleri etkiledi.

The changes resulting from the women's movement have affected both women and men.

O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.

She loved fat men, so she decided to convert to Buddhism.

Çoğu insan erkekleri sadece onların başarıları ya da iyi şansıyla değerlendirir.

Most people judge men only by their success or their good fortune.

O kız o kadar güzel ki kendine en hakim erkekleri bile çekiyor.

That girl is so beautiful that she attracts even the most self-possessed men.

O kültürün erkekleri için, aşırı uzun boyunlu kadınlar çekici olarak kabul edilir.

For men of that culture, women with extremely long necks are considered attractive.

Feminizm erkekleri dışlamak anlamına gelmez, kadınlara daha çok dahil olmak ve - bu durumda - iklim değişikliğiyle mücadelede oynayabilecekleri rolü kabul etmektir.

Feminism doesn't mean excluding men, it's about being more inclusive of women and - in this case - acknowledging the role they can play in tackling climate change.