Translation of "Erkekle" in English

0.007 sec.

Examples of using "Erkekle" in a sentence and their english translations:

Bir erkekle, bir kadınla,

a man, a woman,

Müslüman bir erkekle evlendi.

She married a Muslim man.

Onun başka bir erkekle öpüştüğünü gördüm.

I saw her kissing another guy.

Mary aynı zamanda iki erkekle çıkıyor.

Mary is dating two guys at the same time.

O daha önce bir erkekle hiç öpmedi.

She had never kissed a boy before.

O sohbet odasında bir sürü erkekle tanıştı.

She met many boys in the chatroom.

Onu partide başka bir erkekle öpüşürken gördüm.

I saw her kissing another guy at the party.

Leyla gizlice bir değil iki erkekle çıkıyordu.

Layla was secretly dating not one but two men.

Bir kadın bir erkekle birleşmiş olduğu zaman o yaratıcı olur, bir erkekle birleşmiş olmadığı zaman yıkıcı olur.

When a woman is united with the male, she becomes creative, when she isn't united with the male, she becomes destructive.

Biliyorsun, seni daha önce bir erkekle hiç görmemiştim.

You know, I've never seen you with a guy before.

Sami, karısının evli bir erkekle ilişkisi olduğunu biliyordu.

Sami knew that his wife was having an affair with a married man.

Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.

Tom was talking to a group of men gathered around the conference table.

Kadınlar bir erkekle yemek yerken daha hafif yemekler yerler.

Women eat lighter meals when they're eating with a guy.

Yeryüzünden hiçbir erkekle ilgilenmiyorum ve yeryüzünden hiçbir erkek de benimle ilgilenmiyor.

I care for no man on earth, and no man on earth cares for me.

Mary'nin erkek arkadaşı onun başka erkekle dans ettiğini gördü ve kıskandı.

Mary's boyfriend saw her dancing with another guy and got jealous.

- Kültürümüzde evlilik kadınla erkek arasında olur.
- Kültürümüzde evlilik bir erkekle bir kadın arasındadır.

In our culture marriage is between one man and one woman.