Translation of "Elbisesini" in English

Kral, elbisesini çıkardı.

The king took his clothes off.

O, elbisesini mahvediyor.

- She's destroying her clothes.
- She's destroying her clothing.

Mary elbisesini mahvetti.

Mary ruined her clothing.

O, elbisesini ütülüyordu.

She was ironing her dress.

Dalış elbisesini giydi.

She put on her wetsuit.

- Elbisesini bir dal yırttı.
- Onun elbisesini bir dal yırttı.

She ripped her dress on a branch.

O, onun elbisesini yaptırdı.

She had her dress made.

O, parti elbisesini denedi.

She tried on the party dress.

Tom takım elbisesini değiştirdi.

Tom got his suit altered.

Baya Lidya'ya elbisesini verdi.

Baya gave Lidya her dress.

Parti için yeni elbisesini giydi.

She put on her new dress for the party.

Elbisesini değiştirmek için odasına gitti.

She went into her room to change her dress.

Тom kirli elbisesini sepete attı.

Tom tossed his dirty clothes in the hamper.

Güzel kadın kırmızı elbisesini yırttı.

The beautiful woman tore her red dress.

Lee en güzel elbisesini giymişti.

Lee was dressed in his finest clothing.

Tom Mary'nin yeni elbisesini beğendi.

Tom liked Mary's new dress.

Tom, Mary'nin elbisesini beğenmediğini söyledi.

- Tom said he didn't like Mary's dress.
- Tom said that he didn't like Mary's dress.

Leyla elbisesini o mağazadan almadı.

Layla didn't get her dress from that store.

Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.

She had to alter her dress by herself.

Onun yeni elbisesini fark ettin mi?

Did you notice her new dress?

Harry elbisesini ve sihirbaz şapkasını giydi.

Harry put on his robe and wizard hat.

Mary parti için yeni elbisesini giydi.

Mary put on her new dress for the party.

Mary elbisesini çıkardı ve duşa girdi.

Mary slipped off her robe and got into the shower.

Tom elbisesini çıkardı ve pijamasını giydi.

Tom took his clothes off and put on his pajamas.

Tom Mary'nin opera için kırmızı elbisesini giymemesini istedi.

Tom asked Mary not to wear her red dress to the opera.

Tom iş görüşmesi için en iyi takım elbisesini giydi.

Tom wore his best suit to his job interview.

Tom siyah takım elbisesini giydi ve beyaz kravatını taktı.

Tom put on his black suit and white tie.

Tom ön masadaki adama takım elbisesini nerede ütületebileceğini sordu.

Tom asked the man at the front desk where he could get his suit pressed.

- Mary bugün en sevdiği kıyafetini giyiyor.
- Mary bugün en sevdiği elbisesini giyiyor.

Mary is wearing her favorite dress today.

- Banyo almak için elbisesini çıkardı.
- O, duş almak için soyundu.
- O, yıkanmak için soyundu.

She undressed to take a bath.