Translation of "Eşyaları" in English

0.006 sec.

Examples of using "Eşyaları" in a sentence and their english translations:

Eşyaları görüyorum.

I've been seeing things.

Eşyaları kredili almayın.

Don't buy things on credit.

Tom'un eşyaları nerede?

- Where are Tom's things?
- Where's Tom's stuff?
- Where're Tom's things?

Onlar kimin eşyaları?

Whose things are those?

Onun eşyaları karıştırılmamıştı.

Her belongings were undisturbed.

Tom eşyaları topluyor.

Tom is collecting things.

Sami eşyaları attı.

Sami threw things.

Değerli eşyaları arabada bırakmayın.

- Don't leave valuable items in a car.
- Don't leave valuable items in the car.

Eşyaları biraz toparlamaya çalışıyorum.

I'm trying to tidy things up a bit.

Eşyaları yarı fiyatına aldım.

I purchased the goods for half price.

Eşyaları bir kutuya koyabilirim.

I can put things in a box.

Eşyaları düzenli tutman gerekiyor.

You need to keep things organized.

Bütün bu eşyaları atalım.

Let's throw all this stuff away.

Eşyaları dışarı atmak zordur.

It's hard to throw things out.

Tom'un eşyaları çok iyiydi.

Tom's stuff was really good.

Tom eşyaları çevrimiçi satar.

Tom sells things online.

Tom genellikle eşyaları kaybeder.

Tom often loses things.

Keşke eşyaları bana atmaktan vazgeçsen.

I wish you'd quit throwing things at me.

Tom eşyaları kutudan çıkarmaya başladı.

- Tom started taking things out of the box.
- Tom started to take things out of the box.

Tom eşyaları üç kümeye ayırdı.

Tom separated the items into three piles.

Değerli eşyaları bir arabada bırakmayın.

Don't leave valuable items in a car.

Sadece Tom'un değerli eşyaları alındı.

Only Tom's valuables were taken.

- O arka arkaya giyim eşyaları aldı.
- O birbiri ardına giyim eşyaları aldı.

She bought articles of clothing one after another.

Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken

If you opened the kitchen drawers where there should have been utensils,

üstelik değerli eşyaları ile beraber gömülüyor

moreover, he is buried with his valuables

- Tom'un eşyaları nerede?
- Tom'un eşyası nerede?

- Where's Tom's stuff?
- Where're Tom's things?

Eşyaları sökmek geri toparlamaktan daha kolaydır.

It's easier taking things apart than putting them back together.

Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.

If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.

Tom eşyaları nasıl tamir edeceğini biliyor.

Tom knows how to fix things.

Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.

This safe is for keeping valuables.

Soğukkanlılığını kaybetti ve eşyaları fırlatmaya başladı.

He lost his cool and started throwing things.

Tom bazı hatıra eşyaları geri getirdi.

Tom brought back some souvenirs.

Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.

I've heard that Tom buys things on the black market.

Eşyaları kullanmayı amaçlayan bu orangutan gibi meraklılar.

intent on itemizing the contents of this jungle visitor’s backpack.

Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.

Take things a little more seriously.

Biz tüm eşyaları o mağazadan satın aldık.

We've all bought stuff from that store.

Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.

The police have been searching for the stolen goods for almost a month.

Gıda ve mutfak eşyaları mutfak dolaplarında saklanır.

Food and utensils are stored in kitchen cabinets.

Tom sık sık eşyaları nereye bıraktığını unutur.

Tom often forgets where he leaves things.

Bu eşyaları çok yüksek bir fiyata satın aldı.

You bought these articles at too high a price.

Tüm sayıları, renkleri ve evdeki eşyaları ezbere biliyorum.

I know all the numbers, colors and things at home by heart.

Tom, süpermarketten eve gelir gelmez genellikle eşyaları buzdolabına koyar.

Tom usually puts things in the refrigerator as soon as he gets home from the supermarket.

- Eşyalarımı paketlemem çok zamanımı aldı.
- Eşyaları paketlemek çok uzun sürdü.

It took me ages to pack up my stuff.

- Tom aldığı şeyleri yerine koymaz hiç.
- Tom'da eşyaları yerine koyma huyu yoktur.

Tom never puts things back where they belong.